Ana SayfaYazarlarFatih ÇilSürdürülebilir Kalkınma
Fatih Çil [email protected] Fatih  Çil

Sizin personel kaç para yapar?

15 Nisan 2015, 10:40 - -

Biz, sosyal medyada sevimli bir kediye takılıp, hayvan aşağı mı iniyor yoksa yukarı mı çıkıyor, tartışmasına kilitlenmişken İngiltere’nin enerji devlerinden SSE, (Scottish and Southern Energy plc) önemli bir rapor yayınladı. İngiltere’de bir ilk olan ve Pricewaterhouse Coopers’ın metodolojik yardımıyla yayınlanan “Beşeri Sermaye Raporu” adlı bu raporda, şirketin 1 Nisan 2014 itibari ile beşeri sermayesi 3,4 milyar Sterlin olarak değerlendi. 

Ben kendi namıma SSE’yi ve tabi ki PwC’yi varlıklar içinde eğitimin, işgücünün, bir başka ifade ile “insanın” değerinin anlaşılmasına yönelik yaptıkları katkı için kutluyorum. Ancak; kökleri 1960’lara uzanan beşeri sermaye muhasebesi(HRA) konsepti açısından çok önemli olan bu çalışmanın; dünyada bir ilk olmadığını da söylemeliyim. Örneğin, İngilizlerin uzun yıllar yönettikleri Hindistan’da Bharat Heavy Electricals, Steel Authority of India ve Satyam Computers adlı şirketler bu çalışmaları yıllar önce yapmış, bir ICT devi olan Infosys daha da ileri gitmiş; çalışanlarını bir aktif kalem ve zenginlik kaynağı olarak tanımlayarak bilanço ve faaliyet raporuna eklemiştir. Hal böyleyken bu yeni rapor niçin o zaman bu kadar önemlidir? Çünkü bu son gelişme, uzun süre unutulmuş hatta çeşitli kaygılarla ötelenmiş bu yaklaşıma, finansın başkentinde kabul ve istim kazandırarak tüm dünyada yeniden gündeme gelmesine yol açabilecektir de o yüzden.

Peki, bu ihtiyaç nereden kaynaklanmıştır? Biliyorsunuz, 1980’li yılların başında şirketler ağırlıklı olarak mal satarken bugün hizmet satmakta; o gün sermayelerin yüzde 80’ini fabrika, makine ve teçhizat oluştururken bugün sermayeler daha çok patent ve hakları kapsayan elle tutulmayan (Intangible) varlıklardan meydana gelmektedir. Hatta bazı şirketlerin defter değerini kat be kat aşan piyasa değerleri, neredeyse tamamen bu varlıklara bağlıdır. İşte bu durum devrim içinde devrimler yaratmakta, görünmez bilançolarla (Invisible Balance Sheet) muhasebe kurallarını alt üst etmekte, (Sakın bizdekilerle karıştırmayın)  bir  senelik mali tabloyu güncellik yönünden Kadeş Antlaşması’na çevirirken; aslanı kediye, kediyi aslana; pireyi deveye, deveyi pireye ve  bizim gibi bir laptopu olanları da tellala dönüştürmektedir. Yani; ekonominin üretimden hizmete, kaynak yoğun yapıdan bilgi yoğun bir yapıya kaymasıyla, bugünkü zenginliği yaratan “esas” sermaye olan “beşeri” sermayenin ölçülmesi bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır.

Kısaca, şirketlerin varlığına ve karına katkı  yapan personelin yeteneklerinin bilançoda aktif kalemi olarak hakkıyla ve doğru tarafta yer bulması; şirketin bekasına etki yapabilecek bu kritik sermayenin yatırımcılara daha iyi bir şekilde anlatılması; daha geniş bir çerçeveden bakılacak olursa, sermaye çeşitlerinin yeni ekonominin emrettiği şekilde yeniden tanımlanması gereğinin sonucudur bu tip raporlar.

Bu aşamada, insan bir varlık veya kaynak mıdır türünden felsefi, ya da insan sermayesinin ölçülmesi kolay değil, bu durum finansal tablolarda karışıklık yaratmaz mı, gibi pratik sorular aklınıza gelebilir. Gelmelidir de. Zira şirketler, insanların sahibi değildir. Bir insanın değeri asla parayla pulla, rakamla ölçülmez, ölçülemez. Zaten muhasebeleştirilmeye çalışılan insan değil, terimi icat eden Nobel ödüllü ekonomist Theodore W. Schultz’un açıkladığı gibi, ilgili personelin  sahip olduğu yetenek ve kapasitenin ekonomik değeridir. Kemal Sunal’ın “Şark Bülbülü” filminde; bir baş erkeğin 100, bir baş ineğin10.000, bir taş tarlanın 1 milyon liraya satıldığı bölüm izlenirse, bugün bu ayrımın neden yapılması gerektiği herhalde daha iyi anlaşılacaktır.

Şark Bülbülü’nden, bu hesaplamalar finansal tablolarda karışıklık yaratmaz mı, tam ölçülebilir mi, manipülasyonlara sebebiyet vermez mi, sorularının cevabına geçersek;  katma değerin büyük oranda hayal gücü, bilgi ve sezgiye sahip insanların üretim kabiliyetlerine yapılan yatırımdan geçtiği yeni ekonomide, bu sermayenin finansal tablolarda olmamasının getirdiği karışıklık muhakkak ki çok daha fazla olacaktır. Zira rekabet gücünün ve bütün yukarıda sayılan transformasyonun kaynağı olan inovasyon yaratacak yeni fikirler, yetişmiş ve çalıştıkları kuruma “sadık” kalacak  insanlardan geleceğine göre, korku yerine bunların finansal tablolara nasıl sokulacağının üstünde çalışmak çok daha faydalıdır.

Hülasa. Biz istihdam ettiğimiz insanları kapasite ve mesleki bilgilerini artırmak üzere devamlı eğitiyoruz. Onlara yaptığımız yatırımlar neticesinde şirketimiz kar ve değer üretmeye devam edecek. Sürdürülebilir, sorumlu ve kurumsal kültüre sahip bir şirket olarak da inanıyoruz ki çalışanlarla olan bağımız uzun vadelidir; karşılıklı iyi niyet ve vefaya dayanır. Bu sebeple çalışanlarımız, gelir yaratıcı bir yatırım olarak bizim aktifimizdir. Bu yatırım ve ilişkiden oluşan aktifin değeri de budur, şeklinde özetlenebilecek  raporların öncüleri olan bu raporlar, daha çok ses getirecektir. 

Bir kahveyi ve bir harf öğretenin değerini (Intangible) kırk yılla eşitleyen milletin bireyleri olarak, altını çizerek bu konteks içinde soruyorum: Çalışanlarına harften fazlasını öğreterek yetenek ve kapasitelerini geliştiren; kahve metaforundan hareketle hizmeti kurumsal kültürüne yerleştiren bir şirket diğerlerinden daha değerli değil midir? Değerliyse, yatırım yaptığınız şirketin personelinin, bilançonun pasifinde ve gelir tablosunda değil aktifinde yer alması gerekmez mi? Gerekliyse, finansal tabloların çerçeve ve içeriğini geliştirme noktasında kimlere ne gibi görevler düşmektedir? Eğer kişi ve kurumlara bir görev düşüyorsa, mali tablolar ve sermayenin tanımı değişmekteyken küresel bir finans merkezi adayı olan İstanbul’un, bu tür entelektüel tartışma ve çözümlere tribünden bakması kabul edilebilir mi? Edilemez derseniz,  sizce ülkemizde beşeri sermayesi 10 milyar liranın üstünde kaç şirket vardır?

Devam edeceğiz

@sustainableturk

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
YAZARIN DİĞER YAZILARITümünü Göster