Ana SayfaYazarlarFatih ÇilSürdürülebilir Kalkınma
Fatih Çil [email protected] Fatih  Çil

Fasulyeden değil!

01 Nisan 2015, 10:53 - -

SEC, FASB, GASB, IASB, SASB, Number Crunching, IBM Watson, FOSS ve Medeniyet

Number crunching: Sayıları parçalamak; yoğun hesaplamalar yapmak… Yeni bir meslek gibi geliyor kulağa değil mi? Ancak sayıları parçalamak yeni bir meslek değildir. Hatta bu meslek insanoğlunun tarihi kadar eskidir. Anlamsız veri yığınlarından anlamlı finansal tablolara ulaşan “muhasebeciler” aslında ilk number cruncher’lardır. Ve araştırmalar göstermiştir ki, işleri bölgede yetişen tarımsal ve hayvansal mahsullerin sayımını yapmak olan ilk muhasebeciler, “Fasulye Sayıcılar” bundan yaklaşık 10.000 yıl kadar önce, Fırat ve Dicle arasındaki topraklarda ortaya çıkmıştır.(1)

Yazıya can ve sayılarla kompleks matematik hesaplamalar yapmaya olanak veren muhasebecilik; bugünkü  modern  toplumun da, ortaya çıkan ve yeni gibi gözüken bu mesleğin de temelini atmıştır.(2) 10 bin yıllık mazisi olan bu mesleğin ve evrildiği“analitiğin” amacı, verileri analiz ederek anlamlı bilgiye dönüştürmek;  ürün, hizmet ve yatırımlarda nokta atışı yapmaya; doğru ata oynamaya; mevcudu korurken çürükleri ayıklamaya yardımcı olmaktır. Unutmamak gerekir ki, medeniyetin ilk aşamalarında “fasulye” seklinde jetonlarla ve bugün bilgisayar programları yardımıyla doğru kararlar almaya çalışan muhasebeciler ve analistler, insandır.

Hal böyleyken, son zamanlarda insanın tahtına göz koyan başka “türler” de mevcuttur. Örneğin IBM’in Watson’u bunlardan biridir ve Citibank da dahil bir çok bankada şu anda istihdam edilmektedir.(3) Tanımlayıcı (descriptive analytics), tahmine dayalı (predictive analytics), kuralcı ( prescriptive analytics ) analitik aşamalarını geçen Watson, bilişsel hesaplamalar (cognitive computing) yeteneğiyle, bilişsel analitik (cognitive analytics) yapmakta(4) ve bir nevi yönetim muhasebesi danışmanlığı hizmeti vermektedir. Çok pahalı olmasına rağmen geleceği parlak gözüken ve 1980’e geri dönülse IBM’nin ciro açısından 3466 da, çalışan sayısı açısından 8531 de biri olan Microsoft’la “sezgisel aklını” kullanıp doğru lisans anlaşmasını yapacağından emin olduğum Watson,(5) yakında şirketlere yatırımlardan sorumlu yönetim kurulu üyesi ve murahhas aza olarak atanırsa, hiç kimsenin şaşırmaması gerekmektedir.

Bu noktada izninizle, adını IBM’in kurucusu Thomas J. Watson’dan alan bu “süper bilgisayarı” şimdilik kapatıp zengin kalkışıyla“Bereketli Hilal’den” San Francisco’ya uzanalım ve esas konumuz olan sürdürülebilirlikle alakalı bir diğer önemli gelişmeye göz atalım.

Yakın bir zaman önce, sermaye piyasalarının kalbinde Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), Finansal Muhasebe Standartları Kurulu (FASB), Kamu Muhasebe Standartları Kurulu (GASB) ve Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu’ (IASB) dan sonra, Sürdürülebilirlik Muhasebesi Standartları Kurulu (SASB) adlı yapı kuruldu. Bağımız olan bu kurum, yatırımcıyı ve toplumu korumak amacıyla yapılan kurumsal raporlamada yeni bir aşamayı temsil edecek gibi.

Bütün sermaye çeşitlerinin önem kazandığı yeni dünyada, finansal rakamların tek başına yeterli olmadığı gerçeğinden hareketle, sürdürülebilirlik ilkeleri ile muhasebe ilkelerini yan yana getirecek olan SASB, endüstri bazında  kurumsal performansın tam olarak ölçülmesini ve yatırımcılar tarafından kolayca değerlendirilebilmesini sağlayacak. Özellikle, yatırımcılar ile hissedarları hedef alan SASB, GRI’den bir hayli farklı olarak“material bilgiler” (önemli) öncelikli olmak üzere “endüstri bazında” karşılaştırılabilir tablolar hazırlamaya yarayacak standartları ortaya koyacak. “Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkelerinin” standartlarını koyan FASB’ı model alan SASB, aynen finansal raporlar gibi sürdürülebilirlik verilerinin de yıllık FORM 10-K(6) raporunda yer alıp, ABD’de faaliyet gösteren 35.000 halka açık şirket için zorunlu hale gelmesi için çalışacak.(7)

Ayrıca, her ne kadar kuruluşu yeni olsa da Rockefeller Vakfı’nın destek olduğu,  Pricewaterhouse Coopers’in 1 milyon dolar yardımda bulunacağı, yönetim kurulunda eski SEC ve FASB başkanları Elisse B. Walter, Mary Schapiro ve Robert H. Herz gibi “deneyimli” isimlerin görev yaptığı bu yapının başkanı eminim ki size yabancı gelmeyecektir.

Evet, “sürdürülebilir gelecek için muhasebe” mottosuyla yola çıkan bu kurumun başkanlığını “Michael R. Bloomberg”yapmaktadır. Yani, bazılarının düşündüğünün aksine yönetim kurulunda “fasulyeden” çok iyi anlayan kişiler vardır ve bir başka ifade ile  “fasulyeden” kimse yoktur. Fasulyeden oynayanlar dışında, yatırımcılar bu bilgiyi parçalayıp bilişsel bir hesaplama yaparlarsa, sermaye piyasalarının hangi yöne doğru gittiğini anlamakta zorluk çekmeyeceklerdir.

Her neyse…. Sayı parçalayıcılar, fasulyeler, Watson, Bloomberg falan filan derken bugünkü mevzumuzu atlamayalım. Unutmamak gerekir ki medeniyet bir nevi  “açık kaynak kodlu, özgür bir işletim sistemi”dir.(FOSS)(8) Kimsenin babasının malı değil, herkesindir. Mitra dini İskender-i Kebir ile Avrupa’ya gelmeseydi, bugün Hadrian’ın en uç duvarının inşa edildiği Büyük Britanya’da kimse doğum günü pastası yiyemezdi. Şeker de, mum da pasta da İndus’tan İran’a İran’dan Roma’ya oradan  Avrupa’ya ulaşmıştır. Aynen pasta gibi internet de, bilgisayar da onların üzerine inşa edildiği rakamlar da tüm insanlığın malıdır. Yani medeniyete can veren bu topraklardan çıkan o fasulye sayma ilimi olmasaydı bugün, ne Apple, ne internet, ne Watson, ne SEC ne FASB, ne GASB, ne IASB  ne de SASB olurdu. Atlamayalım.

Bana dönecek olursak; big datayı kırıp anında fasulyeye dönüşmeyecek bu kadar  “hikayeyi” niçin anlattın, diye sorabilirsiniz? Yukarıda belirttiğim gibi gözü kulağı ABD’de olan Türk sermaye piyasa oyuncularının, daha geniş manada sadece 400 kusur halka açık şirketiyle Türk iş dünyasının; başta Türkiye’nin 900 katı “soya fasulyesi” üreten Amerika’nın sermaye piyasaları ve ekonomisi olmak üzere dünyanın  “nereden nasıl gelip, nereye nasıl gittiğini” anlayıp “foss” işlerle uğraşmaması için. Yani fasulyeden değil.

Not: Dün Türkiye çapında elektrik kesintisi yaşandı. Elektrik kesintileri zaman zaman her ülkede olabilmektedir. Burada önemli olan ister doğal afet, ister siber saldırı, ister terör olsun elektrik sisteminin esneklik( Resilience) gücüdür. Bu yüzden Türkiye “Şehirleşmesi” başta olmak üzere her alanda sürdürülebilir kalkınma prensiplerine göre hareket etmelidir.

@sustainableturk

 

1) Ian StewartTaming the Infinite: The Story of Mathematics from the First Numbers to Chaos Theory

2) Denise Schmandt-Besserat: How Writing Came About

3) http://www.economist.com/node/21554743

4)http://www.sasb.org/sasb/need/

5) http://www.zdnet.com/article/tiny-microsoft-overtakes-the-mighty-ibm/

6)http://www.sec.gov/about/forms/form10-k.pdf

7) https://www.mapr.com/blog/The-Big-Data-Trains-Next-BIG-Destination-Cognitive-Analytics#.VRhJEvmsV1a

8)Fatih Çil ISC Turkey  Volume 1 Number 1 2007

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
YAZARIN DİĞER YAZILARITümünü Göster