Kurumsal gömlek giyme zamanı
Değerli okurlar, bir önceki yazımızda belirttiğimiz gibi, nitelikli halka arzların arzu edilen şekilde neden artmadığını ele almaya çalışacağız…
Öncelikle ifade etmek isterim ki, global anlamda büyük firmalarımızın sayısının son derece sınırlı olduğunu unutmayalım… Ülkemizde var olan şirketlerin neredeyse % 90’ı global manada KOBİ ve daha küçük ölçekli şirketlerden oluşmakta… Bir de bunun yanında mevcut gömleğin çok büyük oranda 'aile şirketi' gömleği olduğu ve kurumsal gömleğin pek rağbet görmediğini eklersek…
Durum tespiti yapmak son derece önemli, aksi takdirde, arzu edilen işlerin neden olamadığı/olmadığını anlamakta güçlük çekilebilir… Yatırım ve yatırımcı kültürü ne kadar önemliyse, sermaye sahibi kültürü de bir o kadar önemlidir…
Tam da bu noktada, işleri tıkırında olan firmaların genel yaklaşımı olarak; “Arkadaş neden halka açılayım ki? İşlerim iyi, paraya ihtiyacım yok, gelecek parayı ne yapacağım? Ağrısız başımı neden ağrıtayım; yok şeffaflık yok denetim vs… Kurumsal gömlek kalın, terletir, biz böyle iyiyiz…” gibi yaklaşımlar ile amiyane tabirle; işleri tıkırında olanlar, sermaye piyasasına mesafeli, algı problemi var… Tabii bu algı problemini ortaya çıkaran en önemli unsur, vizyon sorunu… İlgili şirket sahibi, ‘paraya ihtiyacım yok’ diyor, olası sağlayacağı kaynağı verimli bir şekilde kullanıp, firmasını nasıl büyüteceğini bilemiyor, çünkü Ar-Ge'si yok, niyeti de yok… Bu açıdan baktığınızda firma sahibi kendine göre haklı olabilir ama ülkemizin bu noktada kaybı çok büyük; ilgili firma iş geliştirme için gerekli aksiyonları alsa, kaynağını sermaye piyasalarından sağlasa ne olur? Üretim artar, istihdam artar, vergi gelirleri artar, daha birçok faydalar sağlanır. Kim kazanır? Tüm Türkiye kazanır… Bu noktadan baktığınızda, devletin politika geliştirmesi şart… Teşvikler dahil bir çok detayı kapsayan stratejik politikalar… Gelecek yazılarımızda, ilgili stratejik politikalara ilişkin çözüm önerilerimizi de paylaşacağız…
2013 yılı başına kadar nasıl bir hava vardı? Paraya sıkışmışların, kolay kaynak alanı olarak gördüğü bir sermaye piyasası vardı… Neyse ki geç de olsa bu değirmenin suyu kesildi ve SPK tarafından gereği yapıldı…
SPK zeminin rehabilitasyonu için gerekli çalışmaları hızla yapıyor, sanırım 2013 yılı sonlarına doğru tadilatın büyük bir kısmı tamamlanmış olacak…
Her şeyi SPK’dan beklemek son derece yanlış bir yaklaşım olacaktır. En nihayetinde, SPK düzenleyici ve denetleyici misyonuna sahip bir kuruldur…
Yazımızın başlarında değindiğimiz arzu edilen nitelikte bir tablonun ortaya çıkması için, birtakım politikalar belirlenip, gerekli stratejik eylem planları ortaya konmalıdır. İlgili çalışmaların hızlı bir şekilde ortaya konup, yol alınması için siyasi iradenin gündeminde sermaye piyasasının hak ettiği yere yükselmesi zorunluluğu vardır… Şirketlerin Ar-Ge’ye önem vermeleri, kurumsal gömleği giymeye teşvik edilmesi, kurumsal gömleğin giyilmesi, vergi teşvikleri dahil çeşitli alt kırılımlar içermektedir… Bu açıdan baktığımızda, SPK üzerine düşen tadilatı, düzenlemeyi ve denetlemeyi yapmaktadır. Sermaye piyasamızın bu noktadan sonra hızlı ve arzu edilen şekilde gelişmesi için topun siyasi iradede olduğunu ifade etmek isterim…
NOT: Ortaklık hakkı veren halka arzlardan sağlanan kaynak gelir değil, SERMAYE niteliği taşır… Halka arz geliri ifadesi algıyı bozar… Halka arz hasılatı doğrusu olur… Saygılarımla…
Twitter: @arfunvr
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.
- 16 Mayıs 2016, Pazartesi Devamını Oku
-
25 Nisan 2016, Pazartesi
Türkiye ‘Astro Trade’e geçiyor
Devamını Oku - 04 Nisan 2016, Pazartesi Devamını Oku
-
16 Aralık 2015, Çarşamba
Fedkoliklik Türkiye’ye yakışmıyor
Devamını Oku -
08 Aralık 2015, Salı
Kalıcı bir BES’in anahtarı nitelikli hisse senedi
Devamını Oku - 17 Kasım 2015, Salı Devamını Oku
-
05 Kasım 2015, Perşembe
Siz hisse senedi piyasasını, Foreks piyasası mı sandınız
Devamını Oku - 14 Eylül 2015, Pazartesi Devamını Oku
-
01 Eylül 2015, Salı
Komünist görünümlü kapitalist!
Devamını Oku -
06 Temmuz 2015, Pazartesi
Türkiye şu an en az 30 yıl ileride olurdu…
Devamını Oku