Ana SayfaDönmez: Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde 2023'te ilk reaktörü işletmeye alma hedefimiz var----

Dönmez: Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde 2023'te ilk reaktörü işletmeye alma hedefimiz var

20 Eylül 2018 - 10:56 borsagundem.com

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Akkuyu Nükleer Güç
Santrali'nde 2023 yılında ilk reaktörü işletmeye alma hedefimiz var?
dedi. Dönmez, ayrıca rüzgarda ve güneşte her yıl bin MW kurulu gücü
artırmayı hedeflediklerini belirterek, "Biliyorsunuz yenilenebilir
enerji kaynaklarını destekleme kanunumuz var bizim YEK dediğimiz.
Orada onların bir alım garantisi var, 10 yıl süreli. Eğer
cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle uzatılmazsa 2020?de son bulacak. Ama
biz YEKA?lara devam edeceğiz" diye konuştu.
İHA'nın haberine göre, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez,
aralarında İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar?ın da olduğu
gazetelerin Ankara temsilcileri ile kahvaltıda bir araya geldi.
Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Bakan Dönmez,
?Temmuz 10?u itibariyle yemin ettik başladık. Bugün itibariyle 2 ayı
bitirdik. Üçüncü aya giriyoruz. Bizim bir de ev ödevlerimiz var.
Biliyorsunuz 100 Günlük Eylem Planı. Arkadaşları da sıkıştırıyoruz.
Bizim bakanlığımızla alakalı 17 civarında bir hedefimiz var ilk 100
gün içerisinde yetiştirilmesi gereken. İnşallah onları da zamanında
yetiştireceğiz? dedi.
Bakan Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
?Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımızın geçen kabine toplantısındaki
talimatları ile ikinci 100 güne hazırlanıyoruz. Kısa vadeli olunca
daha iyi odaklanmış oluyorsunuz. Normalde biz yıl başında 5 yıllık bir
plan yapmıştık. Geçen sene başlattığımız bir çalışma var kurumsal
hedefler ve yönetimle alakalı. Bütün kurumlarımızın bu anlamda bir
yıllık hedefleri var. Bir de 5 yıllık uzun vadeli hedefleri var.
Onları da 3?er aylık dönemler halinde izliyor. Ben 6 ayda bir
izliyorum. Yıl sonu geldiğinde de hangilerini yaptık yapamadık
arkadaşların da karne notu çıkmış oluyor. Özel sektörün belki de
uzunca bir süre yaptığı bir şey bu, hedeflere göre çalışma. Stratejik
yönetim anlayışının bir gereği bu. Öyle olunca kimin ne yapacağı da
belli ve değerlendirmeleri daha objektif yapabiliyoruz. Kamuda bu
zaman zaman bir eleştiri konusudur. Bakanlığımızda atadığımız
arkadaşların hedefleri belli, ne yapıp yapmadığını sorgulayabiliyoruz.
Kamuda denetim enteresandır. Yaptıklarıyla alakalı sorgulanır.
Yapmadıklarıyla alakalı pek sorgulanmaz. Bu anlayışı da değiştirmek
lazım. Biz biraz bunu yapmaya çalışıyoruz. İnsan yaparken hata da
olabilir, unutabilir. Bunları tolere edebiliriz ama yapmadığınız bir
işten dolayı belki de bizim ciddi manada bir kaybımız da olmuş
olabilir. Tabii ki yaptıklarımızdan da sorumluyuz. O ayrı hadise. Ama
yapmadıklarımız da yaptıklarımız kadar önemli. Neyi ıskalamış oluyoruz
aslında ona bakmak gerekli. Çünkü bizim piyasada Bakanlık olarak
baktığımızda hem kamu hem özel sektör çok kısa vadede karar aldık,
şimdi bunu uygulayalım, meyvelerini toplamaya başlayalım yok. Bir
yatırıma karar verdiğinizde en az 4-5 yılınızı tüketiyor. Bir de
inşaat öncesi bir takım izinler, lisanslama süreçlerine baktığınızda
bu büyük projeler için daha fazla zaman tüketiyor. Bu açıdan dünyada
bundan farklı değil. Düzenlenmiş piyasalarda izin süreçlerinin
uzunluğu, özellikle çevre mevzuatıyla birlikte tüm dünyada arttı. Bu
daha fazla zaman tüketir hale geldi. Projenin hazırlanması,
finansmanı, kredi teminleri vs. bunları da koyduğunuzda zaten en az
birkaç yıl bu şekilde gidiyor. Ondan sonra da inşaat faaliyetleri bir
yerden sonra başlıyor. Aslında o teknik daha kolay baktığınızda. O
açıdan biz arkadaşlara diyoruz ki arz güvenliği ile ilgili daha önceki
planlarımız, 5-10 yıllık planlarımız vardı. Geçtiğimiz yıl bunu 100
yıla çıkardık. 100 yıl tabii çok afaki bir şey ama en azından 2050?ye
kadar Türkiye?de enerji tarafında hem arz hem talep neler olabilir,
hangi olaylar gerçekleşirse oyunu değiştirebilir bunu böyle geniş bir
perspektifte de baktık, inceledik. Aksi takdirde bugün heyecanla
önümüze gelen konuya bu çok iyiymiş deyip sarılıp gittiğinize aslında
bakıyorsunuz ki ya teknolojiyi ıskalıyorsunuz ya eski bir teknolojinin
peşine dalmış oluyorsunuz. Bu önemli. Bir de biz hep daha çok konuyu
elektrik ve gaz çok klasik anlamda hem sanayide kullanım hem de
evlerimizde aydınlanma olarak görsek de hem kaynağından üretilmesi,
hem iletilmesi, hem de dağıtılmasında ciddi bir teknoloji var. Talebe
göre bir kısmı devreye giriyor, bir kısmı devreden çıkıyor. Bunların
büyük kısmı yazılım ve donanımlarla birlikte yapılıyor.?
Özel sektör tarafına yapılan yatırımların tutarına, üretim,
dağıtıma bakıldığında bunun 95 milyar dolar olduğunu belirten Bakan
Dönmez, bu dönemde ciddi bir yatırım yapıldığını söyledi. Bakan
Dönmez, ?Aslında bizim bu alandaki başarı göstergelerimizden biri bu
hem de yerli sektörün hem de yabancıların bu işe inançlarının bir
gereği olarak görüyoruz. Daha önce bunları kamu eliyle yıllarca
sürüyordu bir baraj, bir santral yapmak. En az 10 yıl, 15 yıl. Biz
kaynağı çeşitlendirdik. 2002?den önce bizim 15 MW yap-işlet-devret bir
rüzgâr santralimiz vardı. Bugün 7 bin MW?leri aştık. Güneş mesela çok
iyi gidiyor. Geçtiğimiz yıl biz bir yılda 5 bin MW?a yaklaşan bir
güneş santrali kurduk. Burada da ağırlıklı olarak bu lisansız
dediğimiz daha çok küçük yatırımcının devrede olduğu tesisler oldu.
Biz bu sene toplam ürettiğimiz elektriğin, rüzgâr ve güneş birlikte
baktığınızda yüzde 10?unu bu kesimden elde ediyoruz? diye konuştu.
?Rüzgarda ve güneşte her yıl bin MW kurulu gücümüzü artırmak gibi
bir hedefimiz var?
?Projeksiyon var mı?? şeklindeki soruya Bakan Dönmez şöyle cevap
verdi:
?Şöyle yapmayı planlıyoruz. Rüzgarda ve güneşte her yıl bin MW
kurulu gücümüzü artırmak gibi bir hedefimiz var. Biliyorsunuz
yenilenebilir enerji kaynaklarını destekleme kanunumuz var bizim YEK
dediğimiz. Orada onların bir alım garantisi var, 10 yıl süreli. Eğer
cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle uzatılmazsa 2020?de son bulacak. Ama
biz YEKA?lara devam edeceğiz. İlk başlarda yenilenebilir kaynakların
tüm ülkelerde desteklenme gerekçesi bir yatırım miktarları bunların
yüksekti. İki, bunlar kesintili kaynak olduğu için sürekli üretim
yapamadığından kapasite kullanım oranları düşüktü. Yani bir termik
santral gibi bir doğalgaz, kömür, nükleer gibi yıl boyu çalışan
santraller değil. Kapasite kullanım faktörü rüzgâr santralleri Türkiye
için ortalama yüzde 35-40. Güneş yüzde 20-22. Bazıları diyor ki sadece
rüzgâr ve güneşten biz ülkenin bütün elektrik ihtiyacını karşılayamaz
mıyız? Karşılama imkânımız yok. Sebebi de kesintili olması.?
Bir gazetecinin Almanya?nın da bu yöne doğru gittiği yönünde bir
duyumu olduğunu söylemesi üzerine Bakan Dönmez, çok kısa vadede bu
teknolojik olarak mümkün gözükmemekle birlikte bunun üzerinde
çalışıldığını ifade ederek şunları söyledi:
?Biz de geçtiğimiz yıl sanırım bir gün öyle bir şey yakaladık.
Talebin de düştüğü saatlerdi hafta sonu tatil günlerinde. Tüketilen
elektriğin hepsini karşılayacak eğer o sırada rüzgâr iyi esiyorsa,
güneş varsa, hidrolikleri de tabii yenilenebilir kattığımızda onu
karşılayabiliyor. Ama yağışsız sezonlarda bu sene biz böyle kurak bir
sezon yaşıyoruz hidrolik kapasitemizi de tam kullanamıyoruz, üretim
düşüyor. Rüzgâr sezonsal olarak değişebiliyor. Güneş yaz-kış ve
gece-gündüz farklılığından dolayı düşüyor. Ondan dolayı da mecburen
şöyle çalışıyor sistemler. Yenilenebilir ne kadar üretirse alalım
eksiğini bu baz klasik santrallerden tamamlayalım.?
Elektrik depolama ile ilgili YEKA ihalelerinden birinde güneşle
ilgili kısmen depolama şartı getirdiklerini söyleyen Bakan Dönmez,
Niğde Bor, Urfa ve Hatay?da 90-100 MW?lık batarya teknolojisiyle
üretilenin depolanması ve akşam saatlerinde şebekeye verilmesiyle
alakalı bir çalışma yürüttüklerini ifade etti. Bakan Dönmez, ?Bu
bataryayı üretme konusunda bir çalışmanız var mı?? sorusuna şu
karşılığı verdi:
?YEKA?da biliyorsunuz belli oranda yerlilik şartı aradık. Mesela
güneşte yüzde 65 oldu en son rüzgâr santrali yaptık, orada yine yüzde
60-65 oldu. Teknolojiye dönük inşaat hariç yeni YEKA?da güneş paneli
vesaire yerli üretilecek. Batarya ile ilgili kısma da bakıyoruz ne
kadar yerlileştirebiliriz diye. Lityum iyon bataryaları dünyada
üretebilen 2-3 ülke var dünyada, ham madde tedariki de zor bir ürün.
Bu 90-100 MW?larda yüzde 100, yüzde 80 yerlilik oranı yakalama imkânı
yok gibi görünüyor. Burada aslında arkada yatan batarya management
software dedikleri batarya yönetim sistemi var. Yazılımla bunlar
denetleniyor, onun Türkiye?de yerlileşme imkanı var. Ayrıca bunun
paketlenmesi, soğutma-ısıtma sistemleri vesaire arkadaşlar
çalışıyorlar en azından yarısını yakalayalım dedik. Donanımla
yazılımla beraber olabilir gibi gözüküyor. Bu batarya teknolojisi
sekiz on teknolojiyi daha drive ediyor. Bizim elektrikli otomobil
projemiz var, onlara da dedik ki bu işe girerlerse kendi projeleri
açısından bir startup proje olarak da olabilir diye düşünüyoruz.?
Bakan Dönmez, elektrikte yeni bir kararnameyle tarla bahçe
uygulamasını kaldırdıklarını ve çatı cephe uygulamasına doğru
gideceklerini söyledi. ?Kendi enerjilerini üretmeleri için okullara,
statlara yönelik bir teşvik olacak mı?? şeklindeki soru üzerine Bakan
Dönmez, ?Kamu özel ayrımı yok. Hastanelerde dâhil buna burada depolama
zorunluluğu yok. 10 KW ürettiniz 5 KW tükettiniz, geri kalan 5 KW?ı
şebekeye satmış oluyorsunuz. Aylık bazda her saat ne kadar aldınız
sattınız çıkartıyoruz. Toplamda satış miktarınız 500 KW çıktı, onun
bedelini alıyorsunuz ya da daha fazla tüketmişsiniz o zaman da farkı
elektrik faturasıyla ödemiş oluyorsunuz. Konutlar için 10 KW, iş
yerlerimizin şebekeye bağlantı gücü sınırına kadar üretilebilir 1 MW?ı
aşmamak kaydıyla üretim yapabilir? cevabını verdi.
Güneş enerjisi ile elektrik üretiminde 10 KW?ya kadar gelir
vergisinden muaf olduğunu belirten Bakan Dönmez, ?Satış bedeliniz
enerji bedeli olarak kaç kuruştan alıyorsanız aynı bedel üzerinden
satma hakkınız var. Haziranda yaptığımız araştırmaya göre ortalama
Ankara?daki bir ev için 7 senede sistem kendisini geri ödüyor? dedi.
Bir gazetecinin, ?Sayın bakanım bize biraz Soçi?den bahseder
misiniz? Hem Akkuyu Nükleer Santrali hangi aşamada? Ne olacak? Ne
bitecek? Hem Türk Akımı, Türk sınırına geldi 2019?da faaliyete geçmesi
düşünülüyor. Yine o proje kapsamında Türkiye?de ayrı bir hat çekilmesi
gibi bir yedek seçenek vardı. Hani özetle dünkü görüşme içerisinde
bunlar? sorusuna Bakan Dönmez, ?Evet. Dünkü görüşmelerde enerji
başlığı vardı. Zaten biliyorsunuz Rusya ile ilişkilerde enerji sürekli
olarak olan bir gündem. Dün de gayet olumlu geçti. Hem her alanda
olumlu görüşmeler yapıldı" cevabını verdi.
?Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde 2023 yılında ilk reaktörü
işletmeye alma hedefimiz var?
Rusya ile Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile ilgili çalışmaların
devam ettiğini söyleyen Bakan Dönmez, ?2023 yılına inşallah bir
aksilik olmazsa Cumhuriyetimizin 100. yılında orada ilk reaktörü
işletmeye alma hedefimiz var. Türk Akımı iki hattan oluşuyor. Bir
tanesi doğrudan Türkiye?deki tüketime dönük bir hat. Yaklaşık 16
milyar m3 yıllık taşıma kapasitesi var. Yine benzer bir hat daha var.
O da ikinci hat. Şimdi birinci hattın su altı boru işlemleri bitti.
İkinci hatta da sanıyorum yüzde 60?ını bitirdiler. O yapım işini
biliyorsunuz Gazprom, karşı taraf üstlenmiş durumda. Birinci hattın
?reciving terminal? dediğimiz bir ölçüm kontrol istasyonu var, orada
da çalışmalar başladı. Bu hattın bizim iş şebekemize olan, BOTAŞ
yapıyor onu da, bir bağlantı noktası var. Aşağı yukarı 70 km?lik. Onun
da ihalesini yaptık. Önümüzdeki yıl, 31Aralık 2019?dan önce gaz
geldiğinde bizim şebekeye basılabilir hale gelmiş olacak. İkinci hatta
Gazprom?un çalışması devam ediyor. İnşaat tarafı su altında ve üstünde
oradan da çıkan hat Bulgaristan?a nakledilmiş olacak. Bulgaristan
üzerinden hangi ülkeler alacaksa Avrupa?ya doğru gitmiş olacak. İkinci
hattın durumu da böyle? dedi.
Bakan Dönmez, doğalgazı Rusya'dan Karadeniz?in altından gelen
hatla alacaklarını söyledi. Mavi Akım gibi olup olmadığının sorulması
üzerine ise Bakan Dönmez, ?Evet, Mavi Akım gibi. O biliyorsunuz
Samsun?dan giriş yapıyor. Bu şimdi Tekirdağ?dan giriş yapacak. Bizim
de batıda talebimiz şehir olarak, orada hem sanayi hem community
olduğu için, teknik açıdan da oradan giriş yapıyor olmasının bizim
için önemi büyük? değerlendirmesini yaptı.
Sinop ve üçüncü santral ile ilgili soru üzerine Bakan Dönmez,
?Sinop?ta Japonlar ile çalışmalarımız var. Şimdi onlar fizibilite
çalışmasını yapıp sundular. Bizim ekibimiz o fizibiliteyi
inceliyorlar? cevabını verdi.
?Japonlar sundular mı fizibiliteyi?? şeklindeki bir başka soruya
Bakan Dönmez, ?Sundular. Temmuz'da, yeni sundular. Arkadaşlarımız
inceliyor. Üçüncü santralde de o da büyük ölçüde Trakya gibi
gözüküyor. Orada Çinliler ile görüşmemiz devam ediyor. Çinliler ile
devam edeceğiz dedik. Devam ediyoruz. Orada da fizibiliteler çıkacak.
Özellikler nükleer projeler, demin örneğini verdiklerim arasında en
çok zaman alan projeler. Bunların lisanslanma süreci, yer seçimi Yer
seçimi için en az 25- 30 tane kriter birlikte değerlendiriliyor.
Yapımından daha çok bu tip izinler zaman alıyor. Bir de işin ekonomik
olarak analizi de önemli tabi. Çünkü uzun dönemli bir anlaşmaya
giriyorsunuz. Onun bize, orta ve uzun dönemde, hem arz güvenliğimiz
açısında yükümüzü alıyor olması lazım hem de maliyetler açısından
katlanılabilir, makul bir maliyeti olması
lazım? cevabını verdi.

IHA

Foreks Haber Merkezi ( [email protected] )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/ForeksTurkey