Ana SayfaTÜRK-İŞ: (Şeker Fabrikaları) Özelleştirmenin çözüm olmadığı çeşitli uygulama sonuçlarıyla ortaya çıkmıştır----

TÜRK-İŞ: (Şeker Fabrikaları) Özelleştirmenin çözüm olmadığı çeşitli uygulama sonuçlarıyla ortaya çıkmıştır

23 Şubat 2018 - 09:33 borsagundem.com

Özelleştirme kararı alınan Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş
(Türkşeker) kapsamındaki 14 fabrikanın başlatılan ihale süreci
konusunda TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu bir açıklama yaptı.
TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Genel Başkan
Ergün Atalay, "Özelleştirmenin çözüm olmadığı çeşitli uygulama
sonuçlarıyla ortaya çıkmıştır. Bu konuda ısrarcı davranılması yeni
sorunlara yol açacaktır. Şeker sanayiinin ülke ekonomisine, tarımsal
üretime, istihdama ve sosyal hayata katkısı dikkate alınarak Türkşeker
fabrikaları özelleştirme kapsamından çıkarılmalıdır" dedi.
TÜRK-İŞ Genel Başkanı?nın açıklaması şu şekilde olmuştur:
"Ülkemizin jeopolitik ve stratejik bakımdan önemi günümüzde daha
belirgin olmuştur. Bu aşamada yerli-milli ekonominin kazanımları,
devletin hafızasında ve milletinin vicdanında karşılığını bulmaktadır.
Kendi tarımsal üretimine dayalı şeker pancarını temel girdi
kullanarak katma değer sağlayan şeker sanayii, tarladan şeker
üretimine kadar uzanan entegre yapısıyla ülke ekonomisine önemli katkı
sağlamaktadır. Bu nedenle, Türkşeker kapsamındaki 14 fabrikanın
özelleştirilmesi için ihale sürecinin başlatılması, geçmiş
özelleştirme uygulamalarının sonuçları da dikkate alındığında- doğru
bir çözüm olmayacaktır.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) sosyal ve ekonomik ihtiyaçlar
nedeniyle ülkemizde kurulmuş ve geliştirilmişlerdir. KİT?lerin kuruluş
amaçları arasında ülkenin ekonomik kalkınmasını gerçekleştirmek,
gelir dağılımını düzenlemek, sosyal adaleti sağlamak, refahta coğrafi
dengeleri gözetmek, bölgeler arası farkı azaltmak, topluma belirli
kalite ve fiyatla mal ve hizmet sunmak, sanayileşmeyi hızlandırmak,
dış ekonomilere bağlı kalmamak gibi faktörler bulunmaktadır.
Şeker Fabrikaları bu amaçları gerçekleştiren önemli kuruluşlar
olmuştur. Yatırım, istihdam, üretim ayağı ile birlikte ürün, yan ürün
ve hatta atıkların değerlendirilmesi suretiyle rekabet gücü yüksek
entegre tesislere dönüşebilir alt yapı özellikleri dikkate
alındığında, bu kuruşların özelleştirilmesi değil yeniden
değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bugün taşıdığı anlam itibariyle özelleştirme, iktisadi
teşebbüslerin mülkiyet ve yönetiminin özel kesime devrinin ötesinde,
ulusal ekonomi içerisinde kamu payını azaltmak, kamunun görev ve
işlevlerini daraltacak her türlü uygulama olmaktadır.
Ülkenin bugün içinde bulunduğu ekonomik, siyasal ve sosyal şartlar
KİT?lere olan ihtiyacı daha da arttırmaktadır. Özellikle, küreselleşme
olarak adlandırılan ?yeni dünya düzeni? her alanda etkisini yoğun
olarak göstermektedir. Nitekim dış güçlerin yürüttüğü lobi
faaliyetleri nedeniyle iç pazarın nişasta bazlı şekerler ve yüksek
yoğunlukta tatlandırıcılar ile daraltılması söz konusudur.
Nişasta bazlı şeker kotalarının ağırlıklı bölümünün kontrolü
yabancı şirketlerin elindedir. Elde ettikleri büyük kar paylarının
yüksek yoğunlukta tatlandırıcılarda olduğu gibi yurtdışına transfer
edilmesi ülkenin ekonomik çıkarları açısından son derece vahim bir
durumu ortaya koymaktadır. Dahası sağlıklı gıda üretimine olan talebin
hızla yükseldiği tüm dünyada nişasta bazlı şekerler ve yüksek
yoğunlukta tatlandırıcıların sağlık boyutu da tartışma konusudur. Bu
yönüyle kamu sağlığını da yakından ilgilendirmektedir.
Şeker Fabrikalarının kuruluş amacı öncelikle kamu yararına
hizmettir. Bu kuruluşları değerlendirirken yalnızca kâr/zarar durumuna
bakıp olumsuz bir sonuca varmak yanıltıcı bir yaklaşımdır. Kaldı ki
şeker fabrikaları kar etmeyen kuruluşlar da değildir.
Özelleştirmenin ülke gündemine girdiği tarihten bu yana işçi
kesimi olarak yapılan eleştirilerde Türkiye gerçeği ön planda
tutulmuş, ülke ekonomisi ve çalışanlar açısından özelleştirmenin
doğuracağı sakıncalara dikkat çekilmiştir. Özelleştirmenin çözüm
olmadığı, ileri sürülen gerekçelerin geçerli olmadığı yaşanan süreç
içinde ortaya net olarak çıkmıştır.
Özelleştirme çözüm değildir. Şeker sektöründe özelleştirme yerine,
küresel ve ulusal temelde yükselen eğilimlerin, yeni yaklaşımların
değerlendirilmesi gerekmektedir. ABD ve AB?de faaliyet gösteren
şirketlerin önemli bir bölümü çiftçi kooperatiflerinin ve çalışanların
içinde yer aldığı yönetim modellerinin mülkiyetindedir.
Bu doğrultuda TÜRKŞEKER fabrikalarının özelleştirme sürecinden
acilen çıkarılması üretici, çalışan ve kamunun yer aldığı bir
yapılanma modeli içerisinde teknolojik yönden güçlendirilmesi, insan
kaynağı açısından takviye edilmesi, destek ve teşvikler konusunda
sektöre -dünyada olduğu gibi- özel önem verilmesi gerekmektedir."

Foreks Haber Merkezi ( [email protected] )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/ForeksTurkey