Ana SayfaGalatasaray Başkanı Özbek: Genel Kurul iyi hizmet ettiysem tekrar beni göreve getirsin----

Galatasaray Başkanı Özbek: Genel Kurul iyi hizmet ettiysem tekrar beni göreve getirsin

20 Haziran 2017 - 09:48 borsagundem.com

Galatasaray Kulubü Başkanı Dursun Özbek Doğan Haber Ajansı'na
yaptığı kapsamlı açıklamalarının bu bölümünde, seçimden, imza
kampanyasına, eleştiri oklarını kendi üzerine çeviren Faruk Süren'den,
Riva ve Florya projelerine ve Kuruçeşme Ada'sı üzerinde yapılmasıyla
gündeme gelen Camii ile ilgili ne varsa anlattı. İşte Özbek'in
anlattıkları.

YENİDEN VARIM

"Bizim önümüzde 1 yıllık bir süre var. Evet Galatasaray Başkanlığı
bir şereftir. Galatasaray Başkanlığı'na devam etmek, başkanların
inisiyatifinde değil. Siz hizmetinizi edersiniz, çalışırsınız. Bu
hizmetinize bağlı olarak genel kurul sizi başkan yapar veya yapmaz.
Kulübün asıl sahibi genel kuruldur. Ben şu anda genel kurula
verdiğimiz sözleri yerine getirmeye çalışıyorum. Genel kurul, iyi
hizmet ettiysem, beni bu göreve getirsin, iyi hizmet edemediysem bir
başka arkadaşı göreve getirsin. Terazi genel kurulda. Elbette devam
etmek isterim ama bu benim elimde olan bir şey değil. Benim amacım
Galatasaray'a en iyi hizmeti vermek, yapabileceğimin en iyisini yapmak.

İMZA TOPLANMASI

Bir deklarasyon yayınlandı, bu deklarasyon çerçevesinde de "Seçime
git" mesajı veriliyor. Benim anlamadığım neden net bir şekilde
söylenmediği. Bu mesajları satır aralarında arıyorsunuz. Bu son derece
demokratik bir haktır. Tüzüğümüzde zaten böyle bir talebin nasıl
uygulanacağı belirlenmiştir. Bu arkadaşlarımız da Galatasaray'ın
iyiliğini düşünüyordur mutlaka. Seçime çok büyük bir süre kalmadı, bu
çalışmaları da yapmaları gerekir. Dolayısıyla, mevcut tüzüğümüze
bakarsak herkesin kullanabileceği bir haktır. Son derece saygılıyım.

FARUK SÜREN - DUYGUN YARSUVAT 

Faruk Süren, yanlış bir tavır sergiledi. Konuyla ilgili bir
gazetede çıkan haberi, Faruk Başkan yönetime ve şahsıma etiketlemek
istedi. Bana mektup da göndermişti. Mektubun akabinde de divanda bu
konuyu tartıştık. Faruk Süren, bu kulübe çok şey katmış, UEFA
Kupası'nı kazandırmış, çok önemli bir başkan. Ben isterdim ki, karşı
karşıya görüşelim, nedir, ne değildir onu bir anlayalım. Basına evrak
sızdırmak, bizim tarzımız değil diye söyledim. Ben mümkün olduğu kadar
olayın aile içinde çözülmesi yanındayım. Bunun bir tartışma konusu
olmaması gerekirdi. İkinci konuşmasında çok kırıldım, cevap da vermek
istemedim. Bizim böyle bir evrakı, sızdırmamız mümkün değil,
sızdırmadık da. Bunu başkaları sızdırmış. Olay şu, 2013 yılında, bir
loca alışverişi çerçevesinde, o günkü yönetim, Ünal Aysal dönemi,
Faruk Başkan'ın o dönemde sahip olduğu bir şirkete fatura kesmiş. Biz
zaman zaman alacakları tarıyoruz. Dolayısıyla, bu alacak bakiyesi de
orada gözüküyor. Duygun Yarsuvat'la çalıştığımız dönemde de bunu
birkaç kez gördük, o zamamdan beri belgeler duruyor. Faruk Süren'in bu
yaptıklarını çok yanlış buldum. Faruk Başkan, Galatasaray camiasındaki
en önemli başkanlardan biridir. 300-400 TL için kimse kimseyi
itibarsızlaştıramaz. Borcun varsa bunu ödersin, borcun yoksa da bir
yayınlama yaparız, "Bu fatura kesilmiş ama, yanlış olmuş" deriz, işi
kapatırız. Bunu yapmak yerine, Galatasaray Başkanı'nı suçlamayı son
derecek yanlış buluyorum. Yalan yanlış haberlerle kimse kimseyi
itibarsızlaştıramaz. Bu konunun bu boyuta gelmesine çok üzüldüm.

RİVA

Geçen sene Ekim ayında Riva ve Florya'yla ilgili arazilerimizin
geliştirilmesi için genel kuruldan yetki almıştık. Genel kurula bu
gayrimenkullerin değerlendirilmesinin Galatasaray için gereklilik
olduğunu söyledim. Gayrimenkulleri geliştirmenin Galatasaray'a nasıl
bir gelir getireceğini anlattım. O tarihten sonra da çalışmalarımız
devam etti. Emlak konuk Türkiye'nin en büyük gayrimenkul firması.
Devlet güvenceleri var. Dolayısıyla bu işi Emlak Konut'la yapmak
istiyordum. Yetki aldıktan sonra da çalışmalarımız derinleşti ve Emlak
Konut'la Riva arazisi için ihale aşamasına geldik. Geçtiğimiz günlerde
de bu ihale yapıldı. İhale iki aşamada yapıldı. Birinci ayakta 15
firma katıldı. İlk ayak firmaların yeterlilikleriyle ilgili bir
ayaktı. İkinci ayakta ise 7 firma katıldı. Bu firmalar ise prestijli
firmalar. Bu ihale Galatasaray adına çok iyi geçti. Hedeflediğimiz
rakamların çok yakınına ulaştı. Galatasaraylılara bir şeyi anlatmayı
çalışıyorum. Örneğin Riva için yapılan ikinci ihalede şirket payı
olarak isimlendirilen kısım, bu Riva arazisinin geliştirilmesine
müteakip, Emlak konut ve Galatasaray'a asgaride verilen taahhüt.
Yanlış hatırlamıyorsam 1 milyon 170 küsur milyon liralık bir gelir
taahhütü var. Bu, bu projeden elde edilen asgari miktar. Bunun yüzde
80'i Galatasaray'a, yüzde 20'si emlak konuta ait. Tabii proje devam
ettikçe, gerek projenin gelişmesiyle, gerek fiyatların değişmesiyle,
gelir payı artacaktır. Geçen haftaki divanda da söyledim, 1453 Maslak
Projesi'ne bakın, 1 milyar küsür rakam şirket payı olarak ihale
edilmiş, ama şu anda 1 milyar 800 milyon TL civarına gelmiş. Bölgenin
gelişmesine bağlı, aynı zamanda işin yürüyüşüne bağlı olarak bu gelir
payı artacaktır. Dolayısıyla Galatasaray, Riva Projesi'nde,
hedeflediği rakamın daha üzerinde bir rakama sahip olacak. Bu geliri
nasıl kullanacağımız merak edilen konu. Bir milyon küsur metre kare
bir alan. Burada eko köy projesi adı altında bir proje planlanıyor.
Kemercountry'i bir örnek olarak alabiliriz. Doğayla iç içe,
Karadeniz'e çok yakın, Riva deresinin önünden geçtiği, üçüncü köprü,
üçüncü havaalanı ve bağlantı yollarıyla ulaşımın çok kolaylaştığı bir
mekan. Bugün ikinci köprüye ulaşmak isteseniz, çıktıktan 13-14 dakika
sonra ikinci köprüye gidebiliyorsunuz. Üçüncü havaalanına ulaşım çok
kolay. İstanbul'un en güzel yerlerinden birinde yer alan bir arsa. Bu
yüzden talebin çok yoğun olacağını düşünüyorum. Ayrıca Eko köy projesi
olması, buradaki yaşam tarzını da farklılaştıracaktır. Ekolojik tarım
yapabileceğiniz, at sürebileceğiniz, futbol ve tenis
oynayabileceğiniz, bisiklet sürebileceğiniz bir yer olacak ve bölge
ekonomisine de çok katkı verecek bir proje olacak. Şimdi bu projeyi
geliştirme safhasına geçeceğiz ihaleyi alan firmayla. Çok da güzel bir
mimari grupla çalışmayı hedefliyoruz. Ön görüşme yapmıştım.
Gelişmeleri paylaşacağım. Projeye olan talep, yerimizin ne kadar
kıymetli olduğunu ve yapılan projenin ne kadar önemli olduğunu
vurgulamıştır.

- BANKA BORCU KAPANACAK MI ?

Birçok defa bu projeyi anlattım. Bu projeyi genel kurula
Galatasaray'ın kurtuluş projesi olarak anlattım. Evet Galatasaray bir
spor kulübü, biz inşaat şirketi miyiz diyenler oluyor. Doğru, biz bir
inşaat şirketi değiliz. Fakat mali yapıdaki bozukluk, bizim sportif
faaliyetlerimizi etkiliyor. Sporda büyüyerek mali yapıyı düzeltemez
miyiz diye soruyorlar. Bu zamana kadarki tüm yönetimler bu konuda
planlar yapmışlar. Bu yapıyı geliştirmek istiyorsak bunun dünyada
örnekleri var. Barcelona ve Real Madrid'e de baktığınız zaman, mali
yapısı bozuk olan ve büyümek isteyen kulüpler bu dünyada iki şey
yapmışlar. Ya ellerindeki gayrimenkulleri değerlendirerek mali yapıyı
düzelterek büyümeye geçmişler, ya da bu bozuk mali yapı içerisinden
çıkılamadıktan sonra kulübü belli fonlara, belli kişilere satmışlar.
Paris SG örneğindeki gibi. Yakın dönemde Marsilya da satıldı, Milan
satıldı. Burada çıkış yolu belli. Birinden birini tercih etmemiz
gerekiyordu. Benim tercihim, elimizdeki gayrimenkulleri değerlendirip,
maliyi yapıyı düzeltmek oldu. Özellikle kulübün içine sıcak para
getirmek, bu projelerle mümkün. Bu işi "Biz sadece inşaat işi
yapıyoruz" olarak değerlendirmemek lazım. İnşaat bizim için araç, bir
çözüm şekli. Benim hedefim kulübü satarak para kazanmak değil. Aynı
parayı, gayrimenkuller üzerinden de kazanabiliriz. Bu gayrimenkuller
zaten bu iş için alınmış. Örneğin Riva 40 sene önce "Gün gelir lazım
olur" denerek alındı. Bu konuda Sayın Selahattin Beyazıt'a teşekkür
ederiz. Büyük bir iş yaptı, tüm Galatasaraylılar kendisine minnettar.
O arazi bugün lazım oldu. Buna bir misyon olarak bakmak lazım.
1996'lardaki borçsuz yapımız, ondan sonraki bu borçlanmaya büyüme
faaliyetlerinin getirdiği tablo, bugünkü tablo. Hedefim kulübü borçsuz
hale getirmek. Senede 150 milyon TL banka faizi ödediğimizi
düşünürsek, öncelikle bunlardan kurtulmamız gerekiyor. Sportif
faaliyetlerden de gelir elde etmemiz gerekiyor. Bakıldığında
Galatasaray, son dönemde yapılan araştırmalarda hala Türkiye'deki en
değerli spor kulübü. Bizim sportif manada elde ettiğimiz gelirler, tüm
branşları kolayca finans edebilecek yapıda. Yeter ki faiz düzeyi, şu
anki gibi olmasın. Ben Galatasaray'ın askeriyim. Galatasaray'a hizmet
etmek için geldim. Tarihe geçmek gibi bir amacım yok. En iyi şekilde
Galatasaray'a hizmet etmek istiyorum. Çok kaba bir hesap yaparsak,
finansman kuruluşlarına olan borcumuz, aşağı yukarı 173 milyon dolar.
Bu paranın karşısında temliklerimiz var. Bu temlikler Naklen yayın
geliri, sponsor gelirleri vb. Borçlanma miktarının yaklaşık iki misli
kadar da içeride temliğimiz var. Ben şunu hedefliyorum. 173 milyon
dolarlıklık banka borcunu kapatabilirsem, 300 milyon dolara yakın
temliğimiz açığa çıkıyor. Yani Galatasaray'ın geleceği, çok önceden
tüketilmiş. Kulübün faaliyetlerini devam ettirmesini sağlayacak
gelirler, uzun vadeli temlik edildiği için, Galatasaray hep farklı
borçlanma şekillerine gitmiş. Daha hesaplı borçlanabilecekken, daha
çok para harcanmış. Bu 150 milyon dolar da buradan kaynaklanıyor.
Emlak Konut'tan alacğaımız temliklerle tekrardan bir nakit yaratıp,
173 milyon doları temizlemek istiyorum. Bana, "Sen şimdi temliği
verdin, tekrar borçlandın" diyorlar. Tamam, doğru. Ama hassas nokta
şurası, elimizde çok kuvvetli bir temlikle gittiğimiz zaman,
bankalardan daha uygun oranlarda borçlanabiliyoruz. Emlak Konut'tan
ilk partide aldığımız temlikle yaptığımız borçlanmada, Galatasaray
faiz ödemesinden 20 milyon TL kar etmiştir. Evet bir faiz ödüyoruz,
ama aldığımız parayla zaten borçlarımızı kapatıyoruz. Bütün
Galatasaray'ın sportif manada elde edeceği gelirler, bu noktada ortaya
çıkıyor. Demek ki bir spor kulübü olarak yönetilmek istiyorsanız, tüm
gelirlerin günlük olarak kasanıza girmesi gerekiyor. Bunu yapmazsanız,
devamlı borç arayan, devamlı negatif nakit akışını yönetmek durumunda
kalan bir firma haline geliyorsunuz. Bu da bir spor kulübü için uygun
bir şey değil.

- HİÇ PES ETMEYİ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ ?

Pes etmek benim tarzım değil. Ben inandığım şeyin arkasında
dururum. Çünkü yaptığımız işin ve niyetimizin iyi olduğuna dair en
ufak bir şüphem yok. 42 senedir ticaretle uğraşıyorum, Galatasaray'ın
bana verdiği yetki, benim sorumluluğumu artırmıştır. Kendi işimde bu
kadar titiz değilim. Bu bir emanet iş. Çok değerli bir emanet. Her
yaptığım için 10 sefer düşünerek yapıyorum. Yönetim kurulu da bana
büyük destek verdi. Bu proje de yönetim kurulunun da payı büyük.

DAHA ÖNCEKİ BAŞKANLAR YAPAMADI

2000'li yıllardan itibaren, bu Riva Projesi gündeme gelmiş. Daha
sonra Florya da gündeme gelmiş. O günkü genel kurul, bu yetkiyi birçok
kere kullandırılmamış. Bu yetki bana verildi. Bu sorumluluğu bin kat
artırıyor. Biz de bunun bilincinde çalışıyoruz. İnşallah Galatasaray
adına hayırlı olacak. Ben de genel kurula verdiğim sözleri tutmuş
olacağım. O zaman dünyanın en mutlu insanı olacağım.
Riva Projesi, Galatasaray'a büyük fayda sağlayacak şekilde
yapıldı. Bu ihalenin aktörleri var. Benim yanımda çalışan yönetim
kurulu üyeleri var. Onlara, bana verdikleri destekten ve burada
harcadıkları mesaiden ötürü çok teşekkür ediyorum. Ayrıca bir teşekkür
de Emlak Konut çalışanlarına. Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Yetim ile
Murat Kurum'a ve büyün kadrosuna çok teşekkür ediyorum. Onlar da çok
iyi çalıştılar. Ürettikleri projelerle ihale daha cazip hale geldi. En
büyük pay Sayın Cumhurbaşkanı'na ait. Ben ilk başta bu projeyi
anlatmıştım. O da bana inandı, bize destek olacağını söyledi. Ben
Sayın Cumhurbaşkanı'na çok teşekkür ediyorum, bize verdiği destekten
ve yakınlığından ötürü.

FLORYA

Florya'da bildiğiniz gibi 80 dönümlük bir arsa üzerinde
faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu 80 dönümün yaklaşık 23 dönümü
Galatasaray'ın tapulu malı. Geriye kalanı ise hazineden ya da Gençlik
ve Spor Müdürlüğü'nden kiralanmış. Florya'daki sıkıntımız, 80 dönümlük
arsa, çok uygun bir geometri ile kullanılamamış. Dolayısıyla, iki tane
nizami sahamız var. Bunlardan bir tanesinde altyapı maçları oynanıyor,
diğerinde de A takım idman yapıyor. A takım her gün aynı sahada idman
yaptığı için, sahada fiziki deformasyonlar oluyor. Bunlar da sporcu
sakatlığına kadar işi götürüyor. Galatasaray seviyesinde kulüplere
bakarsanız, hepsinin 6-7 tane nizami sahası var. Uygun olan her gün
aynı sahada çalışmamaktır. Benden önceki yönetimler de Florya'nın bu
durumuyla ilgili girişimlerde bulundu. Örneğin bizim elimizde, Sayın
Fatih Terim'in yapmış olduğu bir kamp mekanı projesi var. Kulübü
Florya'dan taşırken, modern bir futbol kulübünün idman sahasının nasıl
olması gerektiği hakkında planlar var. Buna uygun olarak, yeni
taşındığımız yerde bunu uygulayacağız. Yeni taşınacağımız yerin stada
yakın olmasını istedik. Florya'dan maç için çıkan takım otobüsü,
trafik nedeniyle stada 1-1.5 saatlik bir süre içerisinde ulaşıyor.
Halbuki şimdiki planladığımız yerde, 10-15 dakikalık bir sürede stada
ulaşabiliyoruz. Ayrıca, bunu ekonomik olarak da düşünüyoruz.

"ADA'YA CAMİ YAPILMASI MESELESİ BİR SPEKÜLASYON"

Ada hakkında hukuki yorum yapmak doğru değil. Süreç devam ediyor.
Bizim açmış olduğumuz birkaç tahliye davası var. Bu konuyla ilgili bir
genel kurul yaptım. Bu kurulda, Galatasaray Adası'nın,
Galatasaraylılara hizmet vermesi gerektiği hakkında bir irade ortaya
çıktı. Biz de bunu gerçekleştirmek için her şeyi yapacağız. Camii
meselesi hakkında da, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir
Topbaş bir açıklama yaptı ve böyle bir planlarının olmadığını söyledi.
Bu sadece bir meclis üyesinin gündem dışı yaptığı bir açıklama. Neden
yaptığını bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. Büyükşehirle yaptığımız
görüşmelerde de böyle bir şey olmadığını konuştuk. Bu bir spekülasyon."

DHA

-Foreks Haber Merkezi-