Ana SayfaPwC: Türkiye, portföy yönetimi sektöründe potansiyeli ile gelişmekte olan ülkeler arasında ön plana çıkıyor----

PwC: Türkiye, portföy yönetimi sektöründe potansiyeli ile gelişmekte olan ülkeler arasında ön plana çıkıyor

24 Nisan 2017 - 11:58 borsagundem.com

Portföy yönetimi sektörünün büyüme potansiyeli dikkate
alındığında, benzer gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme potansiyeli
açısından Türkiye ilk sırada gösterildi.
Ankete katılan uluslararası sektör temsilcileri Türkiye'nin
portföy yönetimi sektöründe, gerekli ve yeterli adımlar atıldığı
takdirde yeni faaliyetlerde bulunma ve/veya faaliyet alanlarını
genişletme için en önce tercih edecekleri bölge olabileceğini
belirttiler. Hâlihazırda Türkiye?de faaliyet göstermeyen
katılımcıların %42?si, bazı iyileştirmelerin gerçekleşmesi durumunda
?pozisyonlarını çok büyük ihtimalle yeniden gözden
geçirebileceklerini? vurguladılar. Türkiye?de faaliyet göstermeyi
düşünebileceğini söyleyenlerin %95?i makroekonomik ve politik
istikrarın iyileştirilmesinin en önemli üç konulardan biri olduğunu
belirtiyor.
Emeklilik fonları, gayrimenkul ve girişim sermayesi yatırım
fonları gibi alternatif yatırım fonları ile yatırım danışmanlığı ve
finansal planlama büyüme potansiyeli ile ön plana çıkıyor.
Birleşik Krallık?ın portföy yönetimi sektörü ile ilgili bilgi
birikimi ve deneyimi, iki ülke arasında gerçekleştirilecek kamu-özel
sektör ortaklığı ile Türkiye portföy yönetimi sektörünün dönüşümünü
sağlayacak bir kaynak olarak görülüyor.
PwC Türkiye?nin Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı Refah fonu
desteği ile hazırladığı Türkiye Portföy Yönetimi Sektörünün Dönüşümü
başlıklı raporda sektörün potansiyeli ve bölgesel ve uluslararası bir
merkez haline gelebilecek şekilde gelişimi için atılabilecek adımlar
da analiz ediliyor.
Rapor Türkiye ve Birleşik Krallık portföy yönetimi sektöründen
önemli temsilciler ile birebir görüşmeler ve anket çalışmasının bir
ürünü. Uluslararası alanda Türkiye portföy yönetimi sektörünün
stratejik olarak nasıl konumlanacağı ile ilgili görüşleri ortaya koyan
araştırmada elde edilen veriler, Türkiye?nin hâlihazırdaki mütevazı
portföy yönetimi sektörünün gelecekte nasıl bir konum alabileceği ve
bu konuma nasıl ulaşabileceği ile ilgili görüşlerin ortaya konmasını
sağladı.
Hazırlanan rapor kapsamında yapılan ankete 100?ün üzerinde kişi
katılırken Türkiye ve Birleşik Krallık?da 30?dan fazla kişi ile
ayrıntılı görüşmeler gerçekleştirildi. Katılımcıların %91?i özel
sektörü temsil ederken %60?ı sektörde 15 yıldan fazla tecrübeye sahip.
Katılımcıların %52?sinin yönettiği varlıkların toplam değeri ise 500
milyon doların üzerinde.
PwC Türkiye Portföy ve Servet Yönetimi Sektörü Lideri Umurcan Gago
rapor sonuçları ile ilgili şu değerlendirmede bulundu: ?Raporumuzun
Türkiye portföy yönetimi sektörünün geleceği üzerinde önemli bir katkı
sağlama potansiyeline sahip olabileceğini düşünüyoruz. Sektördeki
profesyonellerin çok büyük bir çoğunluğu Türkiye portföy yönetimi
sektörünün potansiyelinin oldukça altında performans gösterdiğini
düşünüyor. Ancak katılımcıların bir kısmı Türkiye portföy yönetimi
sektörünü en çok büyüme potansiyeline sahip ilk üç ülkeden (Birleşik
Arap Emirlikleri ve Polonya) biri olarak gösteriyor. Ancak Türkiye?nin
potansiyelini açığa çıkarmak için yeterli ve gerekli adımları atması
ve kapsamlı bir strateji oluşturması önem arz ediyor.?

Raporda öne çıkan sonuçlar

- Türkiye portföy yönetimi sektörünün potansiyeli, diğer
gelişmekte olan ülkelerden farklılaşıyor:
2016 sonu itibarıyla yönetilen portföylerin (Asset under
Management: AuM) büyüklüğü yaklaşık 35 milyar dolar olan Türkiye
portföy yönetimi sektörü, hem toplam fonların GSYİH?ye oranı hem de
kişi başına düşen portföy oranı açısından karşılaştırılabilir
gelişmekte olan piyasalardan daha zayıf bir performans sergiliyor. Son
yıllarda atılmış olan bazı adımlar ve verilerin uluslararası
standartlar çerçevesinde revize edilmesi ile Türkiye?de tasarrufların
GSYİH?ye oranı 2015 yılında %26 oldu. AuM?nin GSYİH?ye oranı ise
artmış olmakla birlikte 2015?de %5?in altında kaldı. Görüşme
gerçekleştirilen profesyonel katılımcıların %85?i Türkiye portföy
yönetimi sektörünün ?potansiyelinin oldukça altında? performans
gösterdiğini düşünüyor. Ancak katılımcılardan, gelişmekte olan
ülkeleri portföy yönetimi sektörünün büyüme potansiyeline göre
sıralamaları istendiğinde Türkiye ilk sırayı alıyor. Tüm bulgular,
Türkiye portföy yönetimi sektörünün kısa ve orta vadede diğer
gelişmekte olan piyasaların (karşılaştırılabilir yedi gelişmekte olan
piyasa- Birleşik Arap Emirlikleri, Çek Cumhuriyeti, Güney Afrika,
Katar, Macaristan, Polonya, Rusya) önüne geçme potansiyeline işaret
ediyor.
- Kilit büyüme alanları olarak emeklilik fonları ve alternatif
yatırım fonları:
Katılımcıların yaklaşık dörtte üçü, Türkiye portföy yönetimi
sektörünün gelecek beş yılda büyüyeceğini ve emeklilik fonları,
gayrimenkul ve sermayesi yatırım fonları gibi alternatif yatırım
fonları, yatırım danışmanlığı ve finansal planlama alanlarının en
büyük büyüme potansiyeline sahip alanlar olacağını belirtiyorlar.
- İstanbul Finans Merkezinin çok önemli bir çıpa ancak stratejisi
yeni ve kapsayıcı bir bakış açısı ile yeniden değerlendirilmeli:
Görüşme gerçekleştirilen ve ankete katılan sektör temsilcileri,
İFM projesinin sektörün gelişimi açısından önemli bir çıpa
olabileceğini belirtmekle birlikte bir takım önerilerde de
bulunuyorlar. Bunlardan ilki, kamuoyu algısının değiştirilme ihtiyacı.
Katılımcılar, ?İstanbul Finans Merkezi sadece bir gayrimenkul
geliştirme projesi olarak değil, Türkiye finansal hizmetler sektörünü,
uluslararası alanda rekabet edecek bir finansal ekosisteme
dönüştürecek bir strateji olarak görülmeli? diyorlar. İkinci öneri
ise, stratejinin daha kapsayıcı olacak şekilde iyileştirilmesi.
Katılımcılar, ?Tüm sektör oyuncuları, (regülatör, sektör temsilcileri,
şirketler, sivil toplum örgütleri, akademisyenler vs.) tartışma
sürecinin bir parçası olmalı? diyorlar.
- Makro politikalar ve yapısal değişiklikler ile
öngörülebilirliğin artırılması önem arz ediyor.
Geleceğe yönelik öngörüde bulunma güçlüğü, Türkiye portföy
yönetimi sektörünün potansiyelinin altında kalmasının en önemli sebebi
olarak gösteriliyor. Katılımcılar, sektörün Türkiye?de gelişmesi için
ekonomik ve politik istikrarın sağlanması, kamunun güçlü ve net bir
strateji geliştirerek Türkiye portföy sektörüne desteğini artırması,
hukuki altyapının güçlendirilmesi, finansal piyasalarda yurt içi
tasarrufları arttıracak politikalar geliştirilmesi ve uygulanması
gerektiğini belirttiler. Hâlihazırda Türkiye?de faaliyet göstermeyen
portföy yöneticilerinin %40?ı, söz konusu değişikliklerin
gerçekleştirilmesi durumunda büyük ihtimalle Türkiye?de yatırım
yapmayı düşüneceklerini söylediler.
- Son dönemde atılan adımlar sektör için olumlu
İç dinamikler açısından ise, Türkiye Varlık Fonu?nun kurulması,
bireysel emeklilikte otomatik katılım ve yeni Sermaye Piyasaları
Kanunu yakın gelecekte en çok olumlu katkı yapması beklenen
değişiklikler arasında gösteriliyor. Katılımcıların %63?ü gelecekte
Türkiye?de faaliyet göstermeyi bölgesel/uluslararası bir müşteri
tabanına ulaşma yolu olarak görüyor. Bununla birlikte, tüm
katılımcıların %58?i, Türkiye portföy yönetimi sektörünü güçlendirmek
ve Türkiye?nin bölgesel/uluslararası bir merkez olmasını sağlamak için
karar alıcıların, portföy yönetimi sektörünü güçlendirecek sağlam ve
net bir strateji belirlemesi gerektiğini düşünüyor. Dolayısıyla,
devletin vereceği güçlü ve net mesajlar ile kısa, orta ve uzun vadeli
planlara sahip olan güçlü bir stratejinin belirlenmesi oyunun
kurallarını değiştirebilecek gibi görünüyor.

Raporda ele alınan diğer sonuçlar

- Türkiye Varlık Fonu, Türkiye portföy yönetimi sektörünü
desteklemeli:
Türkiye portföy yönetimi sektörüne katkı açısından en olumlu kabul
edilen adımlardan biri, Türkiye Varlık Fonunun oluşturulması olarak
karşımıza çıkıyor. Ayrıca, araştırmamızda ve görüşmelerde yer alan
katılımcılar, özellikle Türkiye Varlık Fonu Yönetim Şirketinin
?slim-fit model?e göre organize olması durumunda, diğer bir deyişle,
tüm AuM?leri kendi başına yönetmek yerine daha ziyade izleme ve
denetleme görevlerini üstlenerek ve Türkiye?de faaliyet gösteren
portföy yönetimi şirketlerini dış yönetici olarak ataması durumunda
Türkiye Varlık Fonu?nun Türkiye portföy yönetimi sektörünün
geliştirilmesinde çok önemli fırsatlar sunacağını belirttiler. Türkiye
Varlık Fonu?nun kamu şirketlerindeki yönetişimi güçlendirmesi de
sektörün önem verdiği bir diğer husus olarak karşımıza çıkıyor.
- Temel yapısal reformların ve iyileştirmelerin gerekliliği:
Katılımcılar Türkiye portföy yönetimi sektöründeki potansiyelin
açığa çıkarılması için bazı temel yapısal reformlar ve
iyileştirmelerin planlanmasını ve uygulanmasını öneriyorlar.
Katılımcıların sektördeki büyümenin potansiyelin altında kalmasının
sebebi olarak gösterdiği ilk üç engel ?öngörülebilirlikte zorluk?,
?düşük tasarruf oranı? ve ?yatırımcı güveninin düşük olması?.
Katılımcılar, sektörün potansiyeline ulaşması için ?ekonomik ve
politik istikrarın sağlanması?nı, ?sağlam ve net bir strateji? ile
devletin Türkiye portföy yönetimi sektörünü daha fazla desteklemesini
ve ?daha güçlü bir hukuki altyapı? oluşturulmasını (etkin ve adil bir
anlaşmazlık çözümü mekanizması, hukuki sisteme yüksek güvenin tesisi)
en önemli öncelikler olarak belirledi.
- Vergiler Türkiye?de önemli bir problem olarak kabul edilmemekle
birlikte portföy yöneticilerine yönelik bireysel gelir vergisi
teşviklerine ihtiyaç duyuluyor:
Vergi istisnalarının bulunduğu özel bölge uygulamaları tavsiye
edilmiyor. Araştırmamıza göre, tüm dünyada genellikle, tüm sektörü
etkileyen bir sorun olarak görülen yatırımcıların gelirlerinin
vergilendirilmesi meselesi de Türkiye portföy yönetimi sektörü için
önemli bir engel olarak görülmüyor. Ancak katılımcılar, devletin
portföy yönetimi sektörü için, piyasa aktörleri, kanun yapıcılar ve
vergi otoritesi için bir rehber oluşturacak nitelikte, uzun vadeli bir
bakış açısı sunan yeni bir vergi politikası belirlemesi gerektiğini
belirtiyor. Ayrıca katılımcıların çoğu, portföy yöneticilerinin
performansları sonucu elde ettikleri performans ücretleri üzerindeki
bireysel gelir vergilemesinde vergi teşviklerinin getirilmesinin
Türkiye?nin bölgesel ve uluslararası bir portföy yönetim merkezi
haline gelmesi için faydalı görüyorlar.
- Bazı iyileştirmelerin gerçekleştirilmesi durumunda Türkiye, yeni
faaliyetlerde bulunma ve/veya faaliyet alanını genişletme için en çok
tercih edilen bölgelerden biri olabilir:
Tüm katılımcılar Türkiye'nin portföy yönetimi sektöründe, gerekli
ve yeterli adımlar atıldığı takdirde yeni faaliyetlerde bulunma
ve/veya faaliyet alanlarını genişletme için en önce tercih edecekleri
bölge olabileceğini, Türkiye?nin, bölgesel bir merkez olma
potansiyeline sahip olduğunu belirttiler. Özellikle alternatif yatırım
fonları gibi önemli büyüme fırsatlarının olması, bazı iyileştirmelerin
gerçekleştirilmesi durumunda, küresel portföy yöneticilerinin, Türkiye
portföy yönetim sektöründe bir oyuncu olarak yer almasını
sağlayabilir. Hâlihazırda Türkiye?de faaliyet göstermeyen
katılımcıların %42?si, iyileştirmelerin gerçekleşmesi durumunda
?pozisyonlarını çok büyük ihtimalle yeniden gözden geçireceğini?
belirttiler. Türkiye?de faaliyet göstermeyi düşünebileceğini
söyleyenlerin %95?i makroekonomik ve politik istikrarın
iyileştirilmesinin en önemli konulardan biri olduğunu belirtiyor.
- Birleşik Krallık?ın portföy yönetimi sektörü ile ilgili teknik
bilgi birikimi, her iki ülkede gerçekleştirilecek kamu-özel sektör
ortaklığı ile Türkiye portföy yönetimi sektörünün dönüşümünü
sağlayacak bir kaynak olabilir:
Araştırmaya katılan profesyoneller, Birleşik Krallık portföy
yönetimi sektörü ile daha fazla etkileşimde bulunmanın Türkiye portföy
yönetimi sektöründe dönüşümü destekleyecek potansiyel bir faktör
olacağını düşünüyor. Başta bilgi, sermaye ve yerel düzenlemeler olmak
üzere Birleşik Krallık?ın önemli bir rol model olabileceği
vurgulanıyor. Birleşik Krallık ile Türkiye arasında yalnızca kamu
değil, özel sektör ve akademi arasında kurulacak stratejik ortaklığın
önemi de ayrıca belirtiliyor. "

Foreks Haber Merkezi ( [email protected] )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/ForeksTurkey