Ana SayfaANALİZ-Eral Karayazıcı "Avrupa ile köprüler atılır mı?" Pusula Haftalık Strateji Raporu----

ANALİZ-Eral Karayazıcı "Avrupa ile köprüler atılır mı?" Pusula Haftalık Strateji Raporu

24 Nisan 2017 - 10:53 borsagundem.com

Eral Karayazıcı tarafından hazırlanan "Avrupa ile köprüler atılır mı ?"
Başlıklı Pusula Raporu:
"Referandum sonrası perdeye kararsız başlayan yurtiçi marketler
haftanın ikinci yarısında dış piyasalarla birlikte pozitif performans
kaydetti. BIST % 2,6 TL değer kazanırken döviz kurlarında % 1'e yakın
gerileme yaşandı.
Yeni hafta Fransa'dan gelen piyasa pozitif seçim sonuçları ile
başlıyor. Sandık çıkış anketlerine göre AB yanlısı Macron Le Pen'i
geride bırakarak ilk turun galibi oldu.
Fransız toplumu ağırlıkla sol tandansa yakındır. Aşırı sağcı AB
karşıtı Le Pen'in ilk turda geçemediği Macron'u 7 Mayıs tarihinde
ikinci turda geçmesi artık çok zor.
Finalde sadece bu iki aday sahne alacak. Merkez sağ + sol
seçmenlerin Macron'da konsolide olması kuvvetle muhtemel.
Euro ile birlikte borsaların da yeni haftaya güçlü yükseliş ile
başlaması tamamen bu cepheden gelen haber akışı ile ilgili. Piyasa AB
yanlısı Macron'u istiyordu ve muradına ereceğe benziyor.

AVRUPA - TÜRKİYE YÜKSEK GERİLİM HATTI
Epeydir bu cephede işler yolunda gitmiyor. Karşılıklı suçlamalar
sert açıklamalar ve adeta zorunluluktan süren bir komşuluk & çıkar
ilişkisi yaşanıyor.
Hafta sonunda bir Alman gazetesinde AB dışişleri bakanlarının
28-29 Nisan tarihlerinde yapacakları toplantıda Türkiye'nin üyelik
müzakereleri kurallarını ihlal edip etmediği ve buna bağlı olarak
müzakerelerin dondurulup dondurulmayacağı konularının AB Komisyonu
tarafından somut bir şekilde incelenmesini talep edeceği yönünde bir
haber çıktı.
Türkiye'nin referandumu ile ilgili nihai AGIT raporunun da
önümüzdeki günlerde yayınlanması bekleniyor. Raporu ve iki cepheden
gelecek açıklamaları öngörmek zor değil. Türkiye'de süre gelen idam
gündemi de cabası.
Sahi ne olacak Türkiye - AB ilişkileri ?
Türkiye'nin en önemli kozu mülteci kartı olmaya devam ediyor.
Açarız kapıları görürsünüz gününüzü tadında diplomatik çıkışları sıkça
işitiyoruz. AB'nin de eli boş değil. Gümrük birliği anlaşmasını askıya
alır gerekirse ekonomik yaptırım uygulamaya kadar gideriz tehditleri
kötü polis misyonu alan figüranlar tarafından ( Lüksemburg gibi )
zaman zaman seslendiriliyor.
Bu cephede geçmişe sünger çekip iki tarafın harika bir gelecek
planlamasını beklemiyorum. İlişkiler zedelendi ve kırılan vazonun
tamiri artık çok güç.
Ancak bu ilişkiye bir aşk evliliği ekseninde bakmak da yanıltıcı
olur. Dış politika tamamen çıkarlar üzerine inşa ediliyor.
Türkiye idam kartını da ikinci bir koza dönüştüreceğe ve gümrük
birliğinin güncellenmesinde kazanımlar elde etmeye çalışırken
yararlanmaya çalışacağa benziyor.
Avrupa'yı da hafife almayın. Eylül'de Almanya seçimleri de geride
kaldıktan sonra pazarlık güçleri artacak. Sayılı gün çabuk geçer
diyerek top çevirmeleri daha muhtemel.
Özetle 2017 yılında bu cephede iki tarafın da sert sözleri
sürdürmesi ama fiili bir hamleden kaçınması daha olası görünüyor.
Yakında bu topa Trump da girecek. İki taraf arasında dengeleyici
ve yönlendirici bir aktör olarak ağırlığını hissettirmesi sürpriz
olmaz.
Bu bakıma da AB faktörü piyasalar üzerinde zaman zaman negatif
ölçülü hareketlere neden olabilecekse de tahrip kapasitesi yüksek
şokları tetikleyeceğini sanmıyorum.
Bugün Avrupa Konseyi denetim komisyonu bir rapor görüşülecek.
Kabul edilirse yarın Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi genel
kurulunda Türkiye'nin denetime alınması oylanacak.
Bu konu iyasalar için büyük bir sürpriz olmaz ama haftanın ilk
yarısı içinde ölçülü negatif refleksleri tetikleyebilecek bir manşet
olarak öne çıkabilir.
Uzun vadede Türkiye Avrupa ile ilişkilerini tamamen ticari bir
işbirliğine indirgemek isteyeceğe benziyor. Ancak görünen gelecekte
hele de ekonomiyi baskı altına alacak hamlelerden kaçınılması daha
olası.
Bu bakıma önümüzdeki hafta-aylarda taraflardan gelecek sert
sözleri sert eylemlerin izleyeceğini sanmıyor, bu tür manşetlerin
piyasalarda neden olacağı çalkantıların ölçülü ve geçici olacağını
tahmin ediyorum.

BORSA İSTANBUL
Aralık-Ocak perdesinde 72.000 puandan 89.600 puana ulaşarak % 25
değer artışı kaydeden BIST 100 endeksi bu ralliyi takiben yaşanan üç
aylık yatay seyri takiben Şubat başı zirvesini % 3 kadar zamlayarak
geçen haftayı 92.400 puanda tamamladı.
Siz bakmayın son haftalarda artan coşku seline, yerli yabancı pek
çok kurumun borsaya çok daha sıcak bakar hale gelmesine.
Güvenli maliyet parkuru 2016 son çeyrekti ve asıl getiriyi o dönem
hisse senedine yatırım yapanlar elde etti.
O zaman mesafeli durup Şubat-Nisan perdesinde borsayı keşfedenlere
kuşkusuz günaydın demeyeceğiz. Kasım-Aralık döneminde düşen bıçağa
koşanlar hesabı alırken sonradan katılanlar da en azından bahşişe
talim ettiler. Deneyimler geleceğin tuğlalarıdır.
Biliyorum içinizden uzatma lafı bundan sonrasının falına bakalım
diyorsunuz. Fransa müjdesi haftanın talepli başlamasını sağlayacaktır.
BIST 2013 Mayısta test ettiği 93.400 seviyesini hafta başında test
edebilir. Ama geçmişte 50.000 $ görmüştü en azından 40.000 $ 'a koşsun
değerlendirmelerine katılmamı beklemeyin.
Daha önce de yazdım. Belki 7-8 sene ben borsanın dolar bazı
zirveye bırakın ulaşmasını yaklaşmasının dahi zor olduğunu
düşünüyorum. Evet aradan geçen dört senede şirket öz-sermayeleri
yükseldi ama kur artışı kadar değil.
O günün 93.400 puanı ( öz-sermaye artışı ile ) bugün yaklaşık
130,000 puana karşılık gelir. Ancak o günün Türkiye ekonomisi ile
bugünün Türkiye ekonomisi aynı değil.
Kronikleşen güven kaybını yok sayamayız. En azından bu sorunun
yumuşamaya başladığını görmedikçe potansiyel getirinin 30.000 $ -
32.000 $ bandının üzeri olduğunu söylemek romantizm olur. Kaldı ki bu
seviyenin de yılsonu için söz konusu olabileceğini düşünüyorum.
Yılın ilk yarısında ise dolar bazlı yukarı yönlü potansiyelin
27.000 - 27.500 $ ile limitli kalacağı görüşündeyim. Bu da TL
karşılığı olarak ( USDTL 3,53 olursa ) 96.000 - 97.000 bandına
karşılık gelir.
Nitekim gerek aşağıda gerek yukarıda aşırılaşma noktalarını
öngörmeye çalışırken yararlandığım geniş bollinger bantları BIST adına
bu bölgenin hele de ilk denemede aşılmasının güç olduğuna işaret
ediyor.
Bu bakıma ben ABD'de bilanço sezonu ve temettü ödemelerini takiben
Mayıs ayı içinde ( en geç sonunda ) geleneksel ilkbahar düzeltmesinin
başlayabileceğini ve bu negatif rüzgarın BIST'i de etkisi altına
alabileceğini düşünüyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD Başkanı Trump ile 16 veya 17 Mayıs'ta
gerçekleştireceği görüşmeyi ajandalarımıza not alalım.
Ben bu görüşmeden pozitif açıklamalar geleceğini tahmin ediyor,
negatif piyasa etkisi yaratacak bir bilgi seti ile karşılaşmamızı
beklemiyorum.
Ancak yabancı yatırımcıların beklenen iyi haber gelince sat
kuralını bu vakada kullanabilecekleri ve Borsa İstanbul'da ilkbahar
düzeltmesinin bu zirveyi takiben başlayabileceği görüşündeyim.
Özetle var olan içsel & dışsal şartları görece yumuşamaya aday
görsem de hisse senedi fiyatlarını yeterince heyecan verici bulmuyor
Mayıs ortasını takiben takvimin de borsa aleyhine işleyebileceğini
düşünüyorum.

6 MAYIS BORSA EĞİTİMİ - AKADEMİ PUSULA İSTANBUL
Hisse senedi yatırımlarında doğru sonuçlar elde edebilmek için iki
sorunun yanıtına ihtiyaç duyarız. Borsa ne yönde hareket edecek ve
hangi hisse senedini almalıyım?
Sorulması basit yanıtlanması güç bu iki soruya cevap ararken
kullandığım analiz yöntemlerini herhangi bir deneyim ve bilgisi
olmayanların da kolaylıkla anlayabileceği biçimde 6 Mayıs'ta İstanbul
ve 13 Mayıs'ta Ankara'da 10 saat süreli bir eğitim ile paylaşacağım.
Bilgi ve kayıt için Akademi Pusula ( 0530 566 67 16 ) ile
iletişime geçebilir web sitemizi inceleyebilirsiniz. Haftaya buluşmak
dileği ile. http://pusulaninotesi.com/borsa-egitimi/

DÖVİZ CEPHESİ
EURUSD cephesinde Fransa müjdesi ile haftanın ilk işlemlerinde
1,0920 test edildi. Uzun vadede Euro'nun Doları döveceği yönündeki
beklentimde bir değişiklik yok.
Ancak kısa vadede bu yükselişin devamının gelmesin Euro lehine
ilave veya USD aleyhine yeni negatif haberler gerektirdiğini
düşünüyorum.
Var olan bilgi seti ile parite yeniden 1,0750 civarına
çekilebilir. Sonrasını ise büyük ölçüde Mayıs ayının ilk haftasında
açıklanacak ABD verileri belirleyecektir.
Boşver pariteyi TL ne olur diyenler olduğunu biliyorum. Ama inanın
para politikasını öngöremediğim ülkemizin para birimini de tahmin
edemiyorum.
USDTL özelinde 3,55 ve 3,50 destek seviyeleri. O zaman alınır
buradan demek mümkün değil. Dolar ülkemizde halen diğer ülkelere
kıyasla ( son bir senelik dilimde ) % 22 kadar pahalı.
Bu pahalılığın 2/3'ünün ortadan kalkmasını beklemiyorum. Ya 1/3'ü ?
Pekala farkın bu kısmı kapanabilir ve Türk Lirası % 7 kadar daha
prim yapabilir. Bu bakıma şansı daha düşük olmakla birlikte USDTL
cephesinde 3,35 civarının ( EURTRL adına da 3,63 civarı ) test
edilmesi mümkün.
O zaman satalım mı dövizleri ? Hiç güvenli olmaz. Öncelikle USDTL
3,55 veya 3,50 desteğinden rahatlıkla rotayı ölçülü bir yükseliş için
yukarı çevirebilir.
Ben Türkiye'de döviz kurlarının aşırı pahalı olduğuna yönelik
mesajı bıktırmak pahasına Ocak ayında vermiştim. Bu noktada benzer bir
değerlendirme yapamam.
USDTL 3,75 - 3,85 bandındayken aşırı pahallıydı. Artık sadece
pahalı. Haftaya buluşmak dileği ile "

http://bigpara.hurriyet.com.tr/bigpara-uzmanlari/eral-karayazici/avrupa-ile-kopruler-atilir-mi_ID985936/

Foreks Haber Merkezi ( [email protected] )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/ForeksTurkey