AKP iktidarında çiftçi kayıt sistemine kayıtlı çiftçi sayısının
2,8 milyondan 2,2 milyona düştüğünü hatırlatan CHP Bursa Milletvekili
Orhan Sarıbal, ?Çiftçi sayısı 560 bin azaldı. Çiftçiliği bırakan
üretici sayısı oransal olarak yüzde 20?yi buldu. Çiftçi yaklaşık 3
milyon hektar araziyi işlemekten vazgeçti. 2002 yılında tarımın toplam
istihdamdaki payı yüzde 35 iken 2015 yılı itibariyle yüzde 20?lere
geriledi.? dedi.
Tarımda çiftçinin kaderinin büyük ölçüde piyasa güçlerine
teslim edildiğini söyleyen Sarıbal, ?Ürettiğinden para
kazanamayan küçük ölçekli aile işletmeleri için tarım
geçimlerini sağlayabilecek bir ekonomik faaliyet olmaktan
çıktı. Günümüzde tarımla uğraşan nüfusun üçte ikisinden fazlasının
yıllık milli geliri 2 bin doları bile bulmuyor. Yoksullaşan çiftçiler
giderek tarımdan kopuyor köyler, tarlalar, meralar boş kalıyor?
şeklinde konuştu.
Uygulanan bu politikaların sonucu olarak AKP?li yıllarda çiftçi
kayıt sistemine kayıtlı çiftçi sayısının 2,8 milyondan 2,2 milyona
düştüğünü hatırlatan Sarıbal, 560 bin kişilik azalmaya dikkat çekti.
?Çiftçiliği bırakan üretici sayısı oransal olarak yüzde 20?yi buldu.
Çiftçi yaklaşık 3 milyon hektar araziyi işlemekten vazgeçti. 2002
yılında tarımın toplam istihdamdaki payı yüzde 35 iken 2015 yılı
itibariyle yüzde 20?lere geriledi? diyen Sarıbal, tarım sektöründeki
tablonun sonuçlarını şu sözlerle özetledi:
?Kırda, tarımda tutunamayanlar ya mevsimlik tarım işçiliğine
yöneldiler veya kentlerin varoşlarına göçerek işsizliğe, marjinal
işlere, sosyal yardımlara mahkum oldular. Kentlere gelen, ancak iş ve
aş bulamayan yoksul köylülerin denetimi daha kolay bir duruma geldi.
Gerek bitkisel, gerekse hayvansal üretimde Sözleşmeli Üretim devlet
desteğiyle yaygınlaştırıldı. Tarım/gıda tekelleri ile küçük üreticiler
arasında standart ilişki biçimi haline gelen sözleşmeli üreticilik
uygulaması, küçük üreticilerin koşulsuz bağımlılığının yolunu açtı.?
?Çiftçi biat etmeye mahkum edildi!?
?AKP?nin bir yandan uyguladığı yardım edilmiş yoksullar (3
milyonun üzerinde aile) yaratma politikaları ile emekçi sınıfları
teslim alıp, biat etmelerini sağlayıp, kendine bağımlı hale
getirirken öte yandan onları dini muhafazakârlığa, cemaat ve tarikat
yapılarına boyun eğdirdi. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri
tarafından kullandırılan tarımsal kredi 2002 yılında 530 milyon TL
iken, 2015 yılında 28,5 milyar TL?ye çıkarıldı. 2002 yılında bankalar
tarafından çiftçiye kullandırılan kredi miktarı 4 milyar TL iken, 2015
yılında 60 milyar TL?ye yükseldi. 2015 yılında çiftçinin kullandığı
banka kredisi tarımsal destekleme ödemelerinin 6 katına ulaştı. Çiftçi
kredi borçlarını ödeyememe korkusuna tutsak edildi.?
Hitler örneği
AKP?nin arkasına aldığı medya desteği ile abartılı propaganda
faaliyetleri yürüttüğünü ifade eden Sarıbal, bunun tarıma etkisini
?Kırda tutunabilen çiftçiler için popülist politika uygulamalarının
yanı sıra bu uygulamaların yandaş basın yayın organları aracılığıyla
sürekli ve abartılı biçimde propagandası yapıldı. Verilen destekler
giderek daha fazla ad altında ödenerek, tarım daha çok destekleniyor
havası yaratıldı. (Hitler'in Propaganda Bakanı Goebbels de ?Yalan
söyleyin, mutlaka inanan çıkar? demişti.) Buna karşılık, AKP?li
yıllarda çiftçiye verilen nakit desteğin 10 katı faiz ödemeleri ile
yerli ve yabancı rantiyeye ödendiği halde, bu gerçek halktan gizlendi?
sözleriyle özetledi.
?Tarımda ve kırsal yapıda tahribatın bilançosu ağır?
Sarıbal, Türkiye?nin tarımdaki mevcut potansiyelini
değerlendiremediğini belirterek ?Ülkemiz üretemiyor, insanını doğru ve
dengeli şekilde besleyemiyor, ihracatını arttıramıyor, ithalatını
düşüremiyor. Çünkü tüm bunlar ancak üretim maliyetlerinin düşürülmesi
destekleme araçlarının doğru ve amaca uygun olarak kullanılması
emekten, çiftçiden, üretimden yana istikrarlı politikalar uygulanması
ile sağlanabilir? dedi.
Tarıma yönelik destekleme kurum ve araçlarının tasfiye edilmesiyle
birlikte emek karşıtı politikaların yıkıcı sosyo-ekonomik sonuçlarının
iyice gün yüzüne çıktığının altını çizen Sarıbal, AKP dönemine ait
çarpıcı veriler sundu:
?Nüfusumuz 13 milyon kişi arttı buna karşılık tarım sektörünün
milli gelir, istihdam ve ihracata katkısı giderek azaldı. Tarımın
gayri safi yurtiçi hasıladaki payı yüzde 10?dan yüzde 7?ye düştü.
Tarımın istihdamdaki payı yüzde 35?den yüzde 20?lere geriledi. Tarımın
en önemli girdilerinde (gübre, tarım ilacı, yem ham maddeleri gibi)
ithalata bağımlı hale gelindi. (Günümüzde tarımın en başta gelen
sorununu yüksek girdi maliyetleri oluşturmaktadır.) Tarım ürünlerinin
çiftçinin elinden çıkış fiyatları yüzde 100-200 arasında artarken
tarım girdilerinin fiyatları yüzde 300-350 arasında arttı.?
?Çiftçi kazanamıyor!?
?İşlenen tarım arazileri giderek azaldı ürettiğinden para
kazanamayan, emeğinin karşılığını alamayan çiftçimiz bu dönemde 3
milyon hektar araziyi ekmekten vazgeçti. Tarımda üretim planlaması
yapılmadığı için üretim (dolayısıyla çiftçi gelirleri) yıldan yıla
dalgalanma gösterdi. Üretim planlamasının önemli bir aracı olarak
uygulanması gereken tarımsal destekler, 2006 yılında çıkarılan kanuna
göre milli gelirin en az yüzde 1?i olması gerekirken binde 5-6?sını
aşmadı.?
?Çiftçiden kısıp borçları kapattılar!?
?Tarımdan, çiftçiden esirgenen destekler bütçe açıklarını kapatmak
için alınan borçların faizlerine aktarıldı. Bir avuç yerli/yabancı
rantiyeye milyonlarca çiftçiden 10 kat daha fazla ödeme yapıldı.
Mısır, pirinç ve ayçiçeği dışındaki ürünlerde üretim istikrarsız bir
seyir izledi ya kendini tekrarladı veya üretim düşüşleri görüldü.
Uygulanan ithalata dayalı politikalarla tarım dışa bağımlı hale
getirildi. Türkiye artık ne kadar tarım-gıda ürünü ihracatı
yapabiliyorsa o kadar da ithalat yapmaktadır. AKP?nin 13 yıllık
iktidar döneminde toplam 155 milyar dolarlık gıda ürünü ve tarımsal
hammadde ithalatı yapıldı.?
Dereler kurutuldu, GDO?ya izin verildi!
?Cumhuriyet tarihinde ilk kez kurbanlık hayvan ve saman ithalatı
yapıldı. Son 6 yılda canlı hayvan ve et ithalatı için 4 milyar dolar
ödendi. Genetiği değiştirilmiş (GDO'lu) ürünlere ilk kez AKP döneminde
izin verildi. Tarım toprakları cömertçe amaç dışı kullanıma açıldı
hidroelektrik santrallerle (HES'ler) dereler kurutuldu. Büyükşehir
Kanunu ile bir gecede 16 bin köy mahalleye dönüştürüldü. Atatürk
tarafından üretim yapmak için kurulan çiftliğe kaçak saray yapıldı.?
Söz konusu tahribattan kurtulmanın yolunun doğru politikalar
üretmek olduğunu kaydeden Sarıbal, ?Tarımın bu sarmaldan
kurtulabilmesi kendi insanımızın ihtiyaçlarına ve ülkemizin özgül
ekolojik (iklim, toprak vb) şartlarına uygun olarak planlanmış emek
ve üretim odaklı bir programın uygulanmasına bağlıdır? dedi.
Foreks Haber Merkezi (
[email protected] )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/ForeksTurkey