Ana SayfaRAPOR-HAFTAYA BAKIŞ(PHİLLİPCAPİTAL)----

RAPOR-HAFTAYA BAKIŞ(PHİLLİPCAPİTAL)

26 Ağustos 2013 - 08:03 borsagundem.com

Phillipcapital Menkul Değerler ( http://www.phillipcapital.com.tr/ )
Tarafından Hazırlanan Haftaya Bakış Raporu:
"TCMB ÖNLEYİCİ YERİNE UYARICI NİTELİKTE KARAR VERDİ, DÖVİZ NE
OLACAK?
Veri tarafında yoğun olmayan ama içeride yapılan Merkez Bankası
Para Piyasası Kurulu toplantısının haftaya beklenti ve gerçekleşmeleri
ile damga vurduğu bir hafta yaşadık. Yurt dışında, izlemeye devam
ettiğimiz fiyat hareketleri genelde ABD?de başlayan ve Alman
tahvillerinde bile yüzde 2?leri zorlayan getiriler oldu. Özellikle
ABD?de süregelen istihdam ve ekonomi hakkındaki iyimserlik, varlık
alımlarında azaltmanın yakınlaştığını ve miktarın bile beklenenden
yüksek olabileceğine işaret etmekte bu da tabii ki her yerde stres
yaratmakta. Bu yazımızda beklentilere geçmeden önce etraflıca TCMB PPK
toplantısını öncesi ve sonrası ile ele almak istiyorum:
Piyasa analistlerinin aksine biz geçen hafta başından beri (ABD?de
açıklanan Perakende Satışlar verisi sonrası) Merkez Bankası?nın faiz
koridorunun üst bandında problemlere deva olmayacak ancak durumun
farkındayız sinyali olarak algılanacak 50-100 BP bir arttırım
bekliyorduk. Merkez Bankası ise 50 BP?lık bir artırım ile istisnai
günlerde borç verme maliyetini 7,25%?den 7,75%?e çekti. Bu artışın ana
sebebinin enflasyon üzerindeki kur baskısı olduğu söylenebilir.
Hatırlamamız amacı ile Merkez?de şu anda borç verme faizi 7,75% iken
, politika faizi ise 4,5% seviyesinde sabit bırakıldı. Bu makasın
açılması Merkez Bankası?nın kredibilitesi açısından hoş karşılanacak
bir durum değil. Alınan kararın esasında az önce de dediğim gibi,
önleyici olmaktan çok uyarıcı olduğu kanaatindeyim. Toplantıyı takip
eden günlerde de Merkez, yaptığının tam yeterli olmadığını düşünerek,
ilave sıkılaştırma uygulanacak günlerde bundan böyle miktarını
10:30?da belirleyip gün içinde bir kez değiştirme hakkı saklı kalarak
döviz satım ihaleleri de yapacağını duyurdu. Ancak alınan önlemlerin
Sepet artışına bir türlü merhem olamaması ve USD?nin TL karşısında
haftanın son işlem gününde 2,01 ile tarihi zirvelerine bir yenisini
eklemesi önümüzdeki haftanın ne kadar kritik geçeceğinin bir net
göstergesi.
FED Eylül toplantısına girmeden Tarım Dışı İstihdam?a bir bakış da
6 Eylül?de atacak, beklentiler işsizliğin 7,3% seviyesine inmesi
yönünde bu gerçekleşme ile beraber Aralık 2007?den bu yana en düşük
(332,000) 4 haftalık hareketli ortalama İşsizlik Başvurusu rakamını
yakalayan ABD taperingde cömert davranacaktır ve TCMB?de buna şimdiden
hazırlık yaptığını ilan ediyor.
Büyümeden yana pek de endişeli görünmeyen Merkez Bankası faizlerde
gelinen noktanın referans değer üzerinde büyüyen kredi stoğuna bir
doğal fren olacağını aynı zamanda geçtiğimiz senelerin ana problemi
olan Cari Açığa karşı ise izlenen politikanın uyumlu olduğu
düşüncesinde. Sermaye akımlarında izlenen EM?lerden para çıkışına
karşı da bu ihtiyatlı para politikasının sürdürüleceği sinyalini
vermekte. Enflasyon tarafında Merkez?in gözlemlediği iyimserliği ben
ne yazık ki göremiyorum zira baz etkisinden dolayı zayıflaması
beklenen enflasyon artış hızı öbür taraftan hızla değer kaybeden TL
ile hız kaybını bu tarafta telafi edecek gibi. Sepet kurun 2,3300
TL/Sepet olduğu şu günlerde önümüzdeki günlerde açıklanacak olan RED
(Reel Efektif Döviz) Kurunun da beklenin çok altında, daha ziyade
istenmeyen bantın (115-120) çok altında bir yerde gerçekleştiğini
göreceğiz.
Gelişmekte olan ülkelerde bize benzer problemler eşit boyutlarda
yaşanmakta, Hindistan Rupee?si yaklaşık 16% değer kaybederken,
Brezilya Merkez Bankası (zamanında sermaye girişi için Tobin vergisi
uyguluyorlardı) değer kaybeden Reel?ini korumak için piyasalar
müdahale etmek zorunda kaldı. Bu esnada S&P?nin tüm bu olumsuzluklara
rağmen Hindistan?ın notunu ve görünümünü değiştirmemesi olumlu
algılayabileceğimiz bir gelişme. Ama tabii bu hareketlerin yapısal
problemlere yol açabileceğini düşünebilecek olan derecelendirme
kuruluşları bu fikirlerini ne kadar zaman daha korurlar merak konusu
olacaktır.
ABD 10 yıllık tahvil getirilerinin yüzde 3?ünkapısını çaldığı şu
ortamda, TL bazlı sabit getirili menkul kıymetler piyasası da derin
yaralar almakta. Ancak burada bizi endişelendiren mevcut faizlerin
geldiği yerden ziyade, piyasada bir türlü sağlanamayan likidite. 10
yıllık faizlerin çift hanenin üzerini gördüğü gösterge kağıdın
getirisinin yüzde 9,54?de sabit kalması ikinci el piyasasının
çalışmamasından kaynaklanmakta. Esasında bir kısım TL?nin değer kaybı
da bu ortamdan etkilendiğinden kaynaklanmakta neden çünkü bonodan
çıkmak isteyen yatırımcı bid bulamayınca doğal hedge olarak TL satıp
döviz alıyor. İlk alınması gereken önlem bono piyasasına süreç içinde
kalıcı likidite sağlamak olmalıdır. Bu karmaşada hafta likiditeden
yoksun 9,74% bileşik faizden kapandı.
BIST-100 tarafında artan döviz ile 3 işlem günü piyasayı aşağı
doğru gaplerle açtık. Düşüşün hızlanmasında artan dövizin aşırı
derecede YP borçlu olan şirketlerin bilançolarında yaratacağı ve
borçlanma maliyetlerinin yükselmesi ile Bankacılık sektörünün de
olumsuz etkilenmesinin rolü büyük. Önümüzdeki günlerde algının
değişmesi oldukça zor görünmekte. Bir önceki haftanın kapanışı olan
74,275 seviyesinde yaşadığımız geçici iyimserlik yerini olumsuzluğa
bıraktı. Yılın düşüğünü test ettiğimiz ve gördüğümüz 67,343 seviyesi
oldukça kritik bir önem arz etmekle beraber, gerilemenin 12 ayın
düşüğü olan 65,640 seviyelerine kadar uzayabileceği de bir risk olarak
göz önüne alınmalı. Son işlem gününe tepki alımları ile başlayıp
USD/TL?nin ele avuca sığmaması ile son ayın düşüğünü 67237?de deneyen
BIST günü toparlanarak günlük yüzde 0,54 haftalık ise yüzde 8,54?lük
bir kayıp ile 67,932 puandan kapadı.
Türkiye piyasaları kadar enteresan olmayan bir hafta geçirdiğimiz
küresel piyasalar 1. FOMC?nin Temmuz toplantı tutanaklarına 2. ABD
İşsizlik Başvuruları?na ve 3. bu verilere bağlı olarak ABD tahvil
faizlerinin gidişatına endekslenmişti. Toplantı Tutanaklarının
açılımında artık hemen hemen tüm FED üyelerinin hatta oldukça güvercin
olarak bilinen Lockhart, Yellen ve Bullard?ın bile alımların
azaltılmasının yararlı olacağı beklentisi gerçeği ortaya çıktı. Eylül
ayında başlamasına kesin gözü ile bakılan tapering?in ilk etap meblağı
şu an piyasalarda kalan tek beklenti.
Avrupa?dan gelen bazı ekonomik veriler uzun süren resesyondan
çıkış ihtimalini canlandırsa da Yunanistan?ın tekrar yardıma ihtiyaç
duyabilecek olması ancak sevindirici şekilde (!) bu yardımın eskileri
kadar büyük olmayacağı piyasalar üzerinde, daha doğrusu Avrupa Bölgesi
üzerinde risk yaratacak nitelikte. İspanyol Bankacılık sisteminde
Problemli Kredilerin 11,6% ile tarihi yüksek duruma gelmesi de, Avrupa
krizinin bitmekten çok uzak olduğunu bize hatırlatmakta. Almanya?da
seçimleri kazanması kuvvetle muhtemel gözüken Merkel?in ise basına
yansıyan ve ortak bir kurtarma paketi ve/veya bono ihraçlarına karşı
tutumu da Avrupa üzerinde tehlike çanı olarak algılanabilir.
Öte yandan hafta içi Japonya Merkez Bankası BOJ Başkanı Kuroda?nın
açıklamaları da Japon Yeni açısından oldukça önemli idi. BOJ?un
duruşunun deflasyonun üstesinden gelmek için ne gerekiyorsa yapmak
olduğunu söyleyen Kuroda ekonomideki toparlanmanın ılımlı şekilde
sürdüğüne dikkat çekiyor. Bu anlamda ağır şekilde ekonomik büyüme için
düşük Yen?e ihtiyaç duyan Japonya?da sanki arttırılacak olan para arzı
ile Yen?in değerinin düşürüleceği kanısı hakim oluyor. Bu mantıktan
yola çıkarak Japon Yen?inin bu haftaki değer kaybı ise bizi 99,15
YEN/USD seviyesine getirdi. Teknik oarak 25 haftalık ağırlıklı
ortalama olan 98,36 desteğinin tutacağını ve hareketin ilk etapta
11,46 seviyesine kadar sürebileceğini düşünüyoruz.
Yukarıda anılan yapısal problemler ile boğuşan Avrupa Bölgesi?nde
ise Euro anlamsız şekilde değerli kalmaya devam etse de, 1,3420
üzerinde tutunamayınca ilk etapta 1,3472 hareketi sonlanmış gibi,
aşağıda test edilebilecek destekler ise sırası ile 1,3364, 13316 ve
1,3189 olarak göze çarpmakta.
USD (US DXY 81,40-81,60) endeksinde görece değerlenmeye rağmen
Altın fiyatının israrlı şekilde 1350 USD üzerinde kalması dikkat
çekici olsa da son işlem gününde satışların ağırlıklı olduğu ve Ounce
fiyatının 1380 USD?lerden 1370 lere geri çekildiğini gördük. ABD
tahvil faizlerinin artmaya devam etmesini destekler veri seti gelmeye
devam edince yukarı kıramayan Altın?ın düşme ihtimali de yükselmiş
durumda. Son 1 ayın yüksekleri US DXY?da test edilirse Ounce fiyatı
ilk destek seviyesi olan 1320 USD?yi kırabilir.
Yurt içinde tüm gözler dövizde olacakken , Pazartesi ABD?den
gelecek Durable Goods (Dayanıklı Tüketim Malları) ve Salı gelecek olan
Tüketici Güven Endeksine odaklanacağız. Haftanın hemen hemen her günü
konuşacak olan FED üyeleri de ajandamızda olmalı.
Zor bir hafta bizi bekliyor"

******

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım
danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti,
aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen
bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı
sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve
tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine
dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk getiri
tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer
alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize
uygun sonuçlar doğurmayabilir.

*******

Foreks Haber Merkezi ( [email protected] )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/ForeksTurkey