Ana SayfaBAHÇELİ, "BİZ, BAŞBAKAN ERDOĞAN GİBİ FİLİSTİN?İ SİYASETİMİZE MALZEME YAPMADIK"----

BAHÇELİ, "BİZ, BAŞBAKAN ERDOĞAN GİBİ FİLİSTİN?İ SİYASETİMİZE MALZEME YAPMADIK"

27 Kasım 2012 - 11:44 borsagundem.com

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli,
bugün TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye7nin niyet ve
hedefi karanlık olan bir siyasi yönetim anlayışının elinde 10 yıldır
bocaladığını ve bunaldığını iddia etti.
Bahçeli, konuşmasında şunları söyledi:
"Ülkemizin de içinde bulunduğu geniş coğrafyadaki tansiyon sürekli
olarak yükselmektedir. Komşu ülkeleri içine alan belirsizlik ve kriz
döngüsü kritik bir aşamaya gelmiş ve tehlike sinyallerini artırmaya
başlamıştır. İran, Irak, Suriye, Filistin, Lübnan ve İsrail?i
kapsamına alan sürtüşme ve gerilimler ihtimallerin üzerinde risklere
ve olaylara gebedir. Bildiğiniz gibi İsrail?in Gazze?ye yönelik
saldırısı 14 Kasım?da düzenlediği bir suikastla başlayarak sekiz gün
boyunca vahşice sürmüş, 161 kişi hayatını kaybederken, bin 250?ye
yakın kişi de yaralanmıştır. Buradan ölen Filistinli kardeşlerimize
Cenab-ı Allah?tan rahmet diliyor, yaralılara ise acil şifa temenni
ediyorum. İsrail gaddarlığı, İsrail vicdansızlığı Gazze?ye füze olarak
düşmüş ve bu mazlum kentte adeta can pazarı yaşanmıştır. Kayıplar daha
fazla artmadan, Filistinli kardeşlerimizin feryatları daha da
çoğalmadan ateşkesin sağlanması bizim açımızdan memnuniyet verici
bulunmuştur. Biz parti olarak, Filistin?i her zaman yakından izledik,
haklı davasını yürekten savunduk. Başbakan Erdoğan gibi Filistin?i
siyasetimize malzeme yapmadık, hayal tacirliği ve umut simsarlığı
yaparak altından kalkamayacağımız sözlere itibar etmedik.
Filistin davasının haklılığına samimiyetle inandık ve yardıma
muhtaçların sesini duymazlıktan asla gelmedik. 1516 yılındaki
Mercidabık Zaferi?nden itibaren ecdadımızın yönetimine geçen Filistin,
Birinci Dünya Savaşı?na kadar kaderimiz, parçamız ve vatan toprağımız
olmuştur. Ne var ki muhterem ecdadımızın bölgeden çekilmesiyle ortaya
çıkan boşluk bir türlü doldurulamadığından Filistin mahzun, Gazze
öksüz, Ramallah solgun kalmıştır. Bugün Filistin insanlığın, İslam
âleminin en önemli meseleleri arasındadır. Filistin davası haklı ve
makul bir çözüme kavuşturulmadan Ortadoğu?nun sükûta ermesi, gerçek
bir bahar havasına ulaşması mümkün görülmemektedir. Bu itibarla
uluslararası toplum Filistin?in sesini duymalı, beklentilerini
karşılamalı ve İsrail saldırganlığına karşı tavır almalıdır. Bunun
yanında, biz hiçbir zaman hükümete ne işin var Filistin?de veya ne
arıyorsun Ortadoğu?da demedik ve demeyi de aklımızdan geçirmedik. Zira
en başta Filistin ve Ortadoğu bizim tarihi, dini ve kardeşlik
anılarımızın yaşandığı geniş bir coğrafyanın adıdır.
Ancak bizim hükümete yaptığımız eleştirilerimizin temelinde,
inandırıcılığını kaybetmesi, üstesinden gelemeyeceği vaatler vermesi
ve büyük beklenti oluşturarak sonradan fos çıkması yer almaktadır.
Başbakan Erdoğan?ın kontrolden çıkan sözleri her defasında yalnızca
kendisini mahcup etmemekte, ülkemizin itibarını ve saygınlığını da
açığa düşürmektedir. Her yönüyle gün yüzüne çıkmıştır ki, Filistin
meselesi havanda su dövmelerle çözülemeyecek, esip gürlemelerle
bitirilemeyecektir. Üstelik kuru sıkı tehditlerle İsrail düşmanlığında
sınır tanımamak ister Gazze isterse de Filistin?in tümü olsun bir işe
yaramayacaktır. Başbakan Erdoğan?ın, bu zamana kadar Filistin
üzerinden yürüttüğü istismar politikaları, temelsiz atışları, yersiz
rest çekmeleri hiçbir işe yaramamış, İsrail saldırılarını
caydıramamıştır. Geçmişte, parti grubunu Filistin konusunda duygusal
davranmayın diye uyarırken birden bire sokağın dili Başbakan?a cazip
gelmiş, bir iki yerde pohpohlanmak siyasi iştahını kabartmıştır. ?One
Minute? seslenişi şimdiye kadar Filistinli kardeşlerimin hayatlarında
herhangi bir yapıcı ve destekleyici etki bırakmamıştır.
Sorgulamak lazımdır ki, Başbakan bu sözü kullanmıştır da, Gazze
ablukası bitmiş midir? İnsani dramlar, katliamlar son bulmuş mudur?
Geçen haftaki grup toplantımızda da belirttiğim gibi, hükümet Mavi
Marmara konusundaki haklı taleplerine bile ulaşamamıştır. İsrail hala
özürde direnmekte, tazminat konusunda ipe un sermektedir. AKP hükümeti
bugüne kadar komşu coğrafyalarda hangi kalıcı başarıya ulaşmış ve
milletimizin lehine hangi gelişmeleri sağlamıştır? Türkiye dünden daha
iyi bir durumda mıdır? Dünden daha sözü geçen, daha belirleyici bir
ülke midir? İsrail-Filistin ateşkesinin sağlanmasında bile AKP
hükümeti hedeflediği gibi devreye girememiş, süreci tayin edememiş ve
inisiyatif alamamıştır.
Hükümet, Hamas ile El-Fetih bölünmesine de müdahil olamamış, bu
iki grubun bir araya gelerek aynı çizgide buluşmasına yardım ve
kolaylık sağlayamamıştır. Mısır Devlet Başkanı Mursi, ABD
yönlendirmesi altında silahların durmasını temin etmekte AKP?yi fersah
fersah geride bırakmıştır. İktidar zihniyeti, yandaş medyayı seferber
ederek İsrail-Filistin ateşkesini lehine çevirmek ve kendisine mal
etmek için ucuz ve basit yollara başvurmuşsa da, işe yaramamış ve
makûs skoru değiştirememiştir. Üzülerek görüyorum ki, ülkemiz
uluslararası toplum nezdinde küme düşmek üzeredir. Başbakan Erdoğan?ın
önüne gelenle kavga etmesi, mahallenin asabi ve gergin yüzü olmaya
talip olması ciddiye alınmayan ve hafif görülen bir şahsiyete
dönüşmesine mazeret teşkil etmiştir. Bizim böylesi bir manzaradan
dolayı sevinmemiz kesinlikle düşünülemeyecektir. Kaybedenin Türkiye,
zarar görenin milletimiz olduğunu bildiğimizden dolayı hayal ve
hüsran bağında filizlenen dış politikanın vahim sonuçlara ulaşacağını
da her şeyiyle fark ediyoruz.
?Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere biz de gideriz, her
yerle biz de ilgileniriz? diyerek çelişkilerine teselli ikramiyesi
arayan Başbakan?ın, uçakla dünyayı fellik fellik dolaşması yalnızca
kendi bilgi ve görgüsünü arttırmaya yaramıştır. Şahsıma yönelik olarak
da, ?İslam Dünyası?yla zerre kadar ilişkisi olmayan Genel Başkan?
diyerek iftira ve ithamlarında sınır ve ahlak tanımayan Başbakan?a şu
gerçeği hatırlatmak isterim ki Senin İslam dünyasıyla kurduğun
ilişkinin ana fikri gizlemeye çalışsan da BOP?a aittir. Aldığın
görevi, verilen ev ödevlerini harfiyen yapmak için harcırahlı
seyahatlerine 10 yıldır telaş ve hevesle kendini adamış durumdasın.
Hamd olsun, bize kimse görev veremeyeceği gibi, kimseden talimat
alacak kadar benliğimizi ve kimliğimizi kaybetmedik. Ve Türk-İslam
ülkelerine yabancıların iteklemesiyle, teşvik ve tıpışlamasıyla
girecek kadar da insafımızı ve haysiyetimizi iki paralık etmedik. Sen
Kasımpaşa?da mahalle aralarında çelik çomak oynarken, bu aziz davanın
mensupları Türk-İslam dünyasının derdiyle dertlendi, oraların
esintiyle huzur buldu.
Merak buyurmayasın Sayın Başbakan, biz İslam ülkelerini iyi
biliriz, ama sana tavsiyemiz senin de gittiğin yerlere bakman değil,
oraları görmen ve kimin hesabına ne yaptığını gözden geçirmendir. Bu
kapsamda Başbakan Erdoğan?ı şiiri sevdiğini bildiğimden dolayı Ömer
Hayyam?ın şu dörtlüğü üzerine de düşünmeye ve kendi payına düşen
hisseyi almaya davet ediyorum: Niceleri geldi neler istediler, Sonunda
dünyayı bırakıp gittiler, Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi? O
gidenlerde hep senin gibiydiler."

Foreks Haber Merkezi ( [email protected] )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/#!/ForeksTurkey