Ana SayfaİŞ BANKASI GM BALİ: BATI KRİZLERİ KENDİNE YAKIŞTIRAMIYOR----

İŞ BANKASI GM BALİ: BATI KRİZLERİ KENDİNE YAKIŞTIRAMIYOR

27 Kasım 2012 - 09:56 borsagundem.com

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Rus-Türk
İşadamları Birliği'nin (RTİB) düzenlediği "Zirve Toplantısı'nda"
yaptığı konuşmada Batılı ülkelerin krizleri kendilerine
yakıştıramadığını, bu yüzden sorunla yüzleşip, kesin çözümler bulmada
zorlandığını söyledi. Bali'ye göre gelecekten borç alan ülkeler,
refahtan vazgeçmedikleri sürece ekonomik durgunluk sürecinden çıkmakta
zorlanacak.
ABD'nin borç ve bütçe sorunları ve büyüme üzerinde baskılar nedeniyle
güven endeksinde ilerleme sağlayamadığını, Avrupa Birliği'nde tüm
ekonomik kriterlerin ihlal edildiğini ve yüzde 90 borç stoku ile tam
bir facianın yaşandığını kaydeden Bali, İspanya, Portekiz ve
Yunanistan gibi Akdeniz ülkelerinin zor koşullar altında olduğunu
ifade etti.

BATI ASPRİN ÇÖZÜMLER ÜRETİYOR

Dünyanın gelişmekte olan ülkelerinin 2008 krizi sonrası hızlı bir
gelişme refleksi verdiğini, şimdilerde yavaşlama sürecinde olsa da
hala ciddi büyüme rakamlarının olduğunu vurgulayan İş Bankası Genel
Müdürü, "Batılı ülkelerde köpüğü bol büyüme dönemlerine dönme özlemi
var. Genişletilmiş para politikaları ile finansal krizin aşılacağı
beklentileri oluşturuluyor. Bol likidite fiyatlarda beklenmeyen etki
oluşturuyor. Jeopolitik sorunlar enerji fiyatlarını yukarıda tutuyor.
Birbiri içine geçmiş problemlerin yönetimi söz konusu. Hazineler hane
risklerini satın alarak problem yer değiştiriyor. Ülke riskleri test
ediliyor. Ülke iflasları üçüncü ülkeleri de tetikler mi endişesi var.
Genişletici para politikaları ile aspirin çözümler üretiliyor. Hakiki
sorunla gerçekçi bir tarzda yüzleşilmiyor." tespitinde bulundu.

BATI REFAHLA VEDALAŞMALI

"Ödeyemeyeceğiniz derecede borçlu hale geldiyseniz, size getirisi
olmayan aktiflerle vedalaşmak zorundasınız" uyarısında bulunan Bali,
"Refahınızla vedalaşın, satın. Bu artık sizin değil. Borç gelecekten
ödünç alınmış bir refah. Borç verenler de aynı problemin içinde. Buna
rağmen, Batıda henüz refah düzeyinde bir düşüş yok. Türkiye 2001'de
bunu sonuna kadar yaşadı. Bedel ödedi. Aileler aynı arabaları
kullandı. Ebeveynlerin evine taşınıldı. İnsanlar temel ihtiyaçlarını
en ucuz karşılamanın yollarını aradı. Ancak, Avrupa'da problemin
yoğunlaştığı ülkelerde henüz bu algı yok. Halk ve yöneticiler bu
sorunu kendilerine yakıştıramıyor. Krizlerin daha çok bizim gibi
ülkelere ait olduğunu düşünüyorlar." eleştirisi getirdi.

YUNANİSTAN'IN 2020 HEDEFİ BORÇLARINI YÜZDE 120'YE ÇEKMEK

Avrupa'da borç krizinin ulaştığı düzeyi Yunanistan'ın gayri safi milli
hasılasının yüzde 160'ı düzeyinde borçlandığı ve bunu 2020'ye kadar
yüzde 120'ye çekmeyi hedeflediği ve hükümetin toplumu buna ikna
edemediği örneğini vererek anlatan Bali, "Türkiye'nin borç düzeyi
yüzde 40'lara kadar geriledi. Rusya'nın borç düzeyi yüzde 30'larda.
Devlet kurumları açısından yüzde 8'i ancak buluyor. Rusya petrol dışı
açığı tolere edebilecek bir seviyede tutuyor. Türkiye'de son 10 yılda
disiplinli bir mali yapı var. Rusya'nın yüzde 4'lerde, Türkiye'nin de
yüzde 5-5,5 aralığında büyüme performansı var. Genç nüfusumuz var. Bu
büyüme rakamlarını daha aşağı çekme lüksümüz yok." dedi. Bali,
Avrupa'nın büyümenin önündeki kısıtlamaları kaldırabilecek bir
politikası, ciddi bir reçetesi olmadığını söyledi.

CARİ AÇIK İÇİN, NET İHRAÇ ÜRÜNLERİ GELİŞTİRMELİ

Büyüme performansı, enflasyon rakamları, bütçe disiplini ve dış
ticaret açısından Rusya ve Türkiye'nin benzer ekonomik modeller ortaya
koyduğunu hatırlatan Bali, cari açık bakımından Türkiye'nin sorunu
olduğunu kaydetti. Artan ihracatın ithalatı da tetiklediğini ve ihraç
ürünlerinde ithalatın payının yüksek olduğunu ifade eden Bali, "Bir
puan büyüme enerji faturalarını yükseltiyor. Büyüme hızını aşağı
çekince cari açık azalıyor. Bunun için net ihraç edilen ürünleri
geliştirmeliyiz. İthal edilen ürünler üzerinde yeniden düşünmeliyiz.
Türkiye'de bu dinamik var. Avrupa Birliği ülkelerinin ihracattaki payı
2007'den bu yana yüzde 57-58'den yüzde 40'ların altına indi. Ortadoğu
ve bölge ülkelerinin payı, yüzde 18'lerden yüzde 35'lere çekildi.
Hangi ülke bu kadar kısa bir sürede bu kadar büyük bir pazar
mobilizasyonu gerçekleştirebilir. Çeşitlenen dış politika
yaklaşımları, bürokratların ekonomi ile ilgili sorumluluklar almaya
başlaması iş dünyasının önünü açıyor." dedi.
Siyasetin ekonomilerin oluşturduğu işbirlikleri üzerinde gelişmesi
gerektiğine işaret eden Türk Bankacı, "İki ülke arasında hızla artan
bir ticaret hacmi var. İki ülke arasında siyaseti güvenli kılan iş
dünyasının çabalarının çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.
Coğrafyamızda kağıtlar bir kez daha karılıyor. Rusya ve Türkiye
ilişkileri çok daha iyi noktalara ulaşabilir. Rusya dünyanın 6. büyük
ekonomisi. Görünenle derinlik arasında ilişki olağanüstü farklı.
Peşinde olmamız gereken konu, şeffaflaşma, kurumsallaşma ve hukuk
kuralları olmalı." şeklinde konuştu.

ANAYASA VE MÜLKİYET HAKLARI

Rusya ve Türkiye açısından hukuki alt yapının sağlamlaştırılmasının,
mülkiyet haklarının garanti altına alınmasının önemine değinen Bali,
"Ülkemizde yeni anayasa yapılması ile ilgili çalışmalar sürüyor.
Anayasa devletle toplum arasında bir akit. Başkanlık ya da yarı
başkanlık tartışıyoruz. Gücün kimde olacağını tartışıyoruz. Bunun
ötesinde vatandaşla devlet arasında eşit durum ve vatandaşlar arasında
adil bir yapının nasıl kurgulanacağını ele alınmalı. Hem Türkiye'nin
hem de Rusya'nın mesafe alması gereken alan bu." dedi.
İş Bankası'nın bölge ülkelerine yönelik çalışmaları ile ilgili de
bilgi veren Bali, Türk müteşebbislerin bulunduğu her piyasada İş
Bankası'nın da olmayı hedeflediğini kaydetti.
RTİB Başkanı Naki Karaaslan da toplantıda yaptığı konuşmada, Türk iş
dünyasının Rusya'da büyümesinin en sağlıklı finansmanının yine Türk
sermayesi ile olacağını, Rus bankaların verdiği maliyet ve uzun vadeli
fonları, Türk bankalarından da beklediklerini söyledi.
(CİHAN)

-Foreks Haber Merkezi-